Hangi Diyetle Kilo Verilir? – 1

Geçen haftalarda konuştuğumuz gibi pek çoğumuz hayatımızın belirli dönemlerinde diyet yapıyoruz. Bazen çok güzel sonuçlar alırken bazen gram oynamıyor vücudumuzda… Bugün size en uygun diyeti keşfetme yolunda, güzel bir adım atalım. Hangi diyetle kilo verilebileceğinden ve adını sıkça duyduğumuz popüler diyetlerin etkilerinden bahsedelim. Güzel bir yazısı dizisi olacağını düşünüyorum, şimdiden yerimizi alalım.

İlk olarak vücudumuzda bulunan yağların nasıl oluştuğunu ve nasıl yakıldığını anlatmak istiyorum. İnsan vücudunun olmazsa olmaz enerji kaynağı besinlerdir. Besin tüketimi olmadan hücrelerimizin, organlarımızın çalışması ve yaşamamız mümkün değildir. Besinlerin içinde bulunan ve bize enerji veren maddeler ise sizin de daha önce duyduğunuz karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerdir. Vücudumuz enerji elde etmede ilk olarak karbonhidratları sonrasında yağları ve son olarak da proteinleri kullanır. Elde edilen enerji organlarımızın çalışması ve hareket etmemiz sırasında tüketilir. Peki, ürettiğimiz bu enerjinin tamamı tüketilmezse ne olur? Vücudumuz kalan bu enerjiyi yağ olarak depo eder. Yağlanma dediğimiz durum basitçe bu şekilde anlatılabilir. Yağların yakılması için ise harcadığımız enerjinin yani organların çalışması için gereken enerji diğer adıyla bazal metabolizma enerjisi ve hareketle harcanan enerjinin, besinlerle aldığımız enerjiden fazla olması gerekir. Bu durumda vücudumuz enerji açığını tamamlamak için depolarında bulunan yağları kullanacaktır. Temel olarak yağ oluşum ve yakım mekanizmasından bahsettiğimize göre popüler diyetlere geçebiliriz.

Popüler diyet deyince günümüzde en sık duyduğumuz diyet modeli aralıklı oruç dediğimiz sistem oluyor. Aralıklı oruç kısaca belirli saat periyotları arasında beslenme ve diğer zamanlarda kalori içeren hiçbir şey tüketmemeye dayanan bir beslenme sistemidir. En sık uygulanan çeşidi 16-8 yani 8 saat içinde tüm tüketilmesi gereken besinlerin tüketilip kalan 16 saatlik periyotta su, şekersiz olmak şartıyla çay, kahve, bitki çayı ve doğal maden suları dışında hiçbir besin alımının olmamasıdır. Kolay uygulanabilir ve pratiktir fakat herkese uygun değildir. Örneğin sabah saat 7’de uyanıp 9’da işe giden ve evde kahvaltı yapan birinin uygulaması pek mümkün değildir. Çünkü son yemeğini saat 16 gibi tüketeceğinden özellikle gece boyu aşırı acıkma, kan şekerinin aşırı düşmesi, ertesi güne yorgun uyanma ve zaman içinde bağışıklık sisteminin güçsüzleşip hastalıklara daha açık hale gelme durumu yaşanabilir. Aralıklı oruç en çok, geç kahvaltı edebilen yani saat 10-12 arası kahvaltısını tamamlayabilenler için uygundur diyebiliriz. Fakat kişiler kendine uygun saatleri belirlese de kalori alımı ve kalori kaynağında net bir belirleme olmadığından kilo verilemeyebilir. Hatta doğru uygulanmadığında kan şekeri dengesizliği ve insülin sekresyon problemleri yaşanarak insülin direnci ve tip 2 diyabet riskinin artışı da söz konusudur. Özellikle kişinin kilo kaybı için alması gereken enerji ve bu enerjiyi alacağı kaynaklar belirlenmeden; karbonhidrat, yağ ve protein oranı kişiye uygun olmadan uygulanacak aralıklı oruç veya farklı bir diyet tarzı olumsuz sonuçlara neden olabilir.

Önümüzdeki hafta yazımın devamında ketojenik diyetler, detokslar ve farklı diyet tarzlarını konuşacağız. Görüşmek üzere, sağlıkla ve formda kalın…