Oğuz Üregen
Saatine baktı. erken geldiği her durumdan belliydi. Kapısı dahi açılmamıştı. Karanlık sokakta sağına soluna bakındı. Kimsecikler yoktu. Cebindeki matarayı çıkartıp kapağı arşınladı eli. Iki kısa fırt çekerek kapattı. Ayaza çalan havanın buğulu soğuk uğultusu çınlıyordu […]
Okumaya Devam etUsul usul kaynayan patatesin çehresine ne zamandır bakındığını bilmeden uzattı parmaklarını ileri doğru. Çıkardığı patatesin sıcağı parmaklarına hücum ederken açtı musluğu. Bir hışımda soyduğu patatesin üzerinden çıkan dumanlar bir şeyler anlatyıordu sanki kendisine. Hiç beklemeden […]
Okumaya Devam etAkrebin yelkovana değdiği bi vakit. Aynaların tüm kırılganlığı üzerlerinde. Sevgiliyle sevişme sonrası Sırt sırta içilen sigaranın zamansızlığına İnatçı bi zaman arasında. Nefes nefese. Kan ter içinde. Ya da dışında evrenin. Evrenin ve endoplazmik retikulumun Birbirine […]
Okumaya Devam etÜşümekten geçip yanmaya başlayan ayak tabanlarının değdiği, karanlıkta uzayan beyaz izlere dönüp bakındı, rüzgarın bile içselleştiremediği ayazı çekerken ciğerlerine. Kaç kulaç attığını düşündü. Yürümeye başladığı ilk ana kadar uzanıyordu ayak izleri. Soğuğu olabildiğince hissedebilmek için […]
Okumaya Devam etYalnız bir gece. Hava buz. Kar değil, don yağıyor Bir şehrin boşluğundaki yere. Bir umut dolanıyor bi kaç martı. Gecenin karanlığında, Başımın üzerindeki gökte. Bir hışım açıyorum, Yağmur damlalarının tutunduğu defterimi, Kalemin kapağı ağzımda. İtiyorum […]
Okumaya Devam etKoca bir yürek, Aşkla atan bir kalp, Geleceğe bakıp görmek. Ve Umut etmek, Dâhi bir zekâya sahip olmak, Konuşmayı bilmek Ve Dinlemek, Pür dikkat. Her bir fikirden beslenirken, Kendi doğrusundan şaşmamak. Ve okumak ! İncelemek, […]
Okumaya Devam etUzun zamandır aklında olan bir düşünceyi gerçekleştirmenin kararlılığla açtı gözlerini. Dağınık odasını toplamakla başladı sabaha. Saat sabah 08:52 yi gösteriyordu. Odasından çıktığında bir daha odaya girmeyeceğini düşündü. Yaşanmışlıkların sayfalarını özenle toplayıp, ahşap bavuluna kaldırmıştı. Toparlandı […]
Okumaya Devam etKim anlayabilir, telefonla konuşmanın güvende olma hissini? Hızlı adımlarla yürürken saatine anca bakabilmişti. Geç kalmıştı baya. Geç kalmak kelimesinin “kişisel” anlamlarını çağırıştıyordu beyni. Telefonu geldi aklına. Bir hışım çıkardı, hiç bir zaman tek seferde bulamadığı […]
Okumaya Devam etKocaman taşların özenle oyulmuş yuvalarına bakıyorum, bilmem kaç bin yıl öncesine. Çizilen şekillerin anlamından çok çizenin zihnine bakıyor gözlerim. Günde en az bir bloğu bitirmeleri lazımdı. Bitirmeyen buğday ve mısır alamazdı gün sonunda. Hiç durmadan […]
Okumaya Devam etGözlerini açmadan önce, yüzündeki büyük mutluluğu hissetti. Saçları çoktan kalkmıştı yataktan. En beğendiği, en sevdiği ayakkabısı karşısında açtığı iri ve açık yeşil gözleri mutluluk bulutunun içinde yüzüyordu. Babasının sesiyle yankılandı kulakları. “Küçü hanım, kahvaltı hazır.” […]
Okumaya Devam et