Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Elçin Durmaz

Sahi Neydi Kıyamet?

Nasrettin hoca’ya bir gün sormuşlar:

  • Hocam kıyamet ne zaman kopacak?

Bu kez hoca sormuş:

  • Hangi kıyamet?
  • Aman hocam demişler. Biz bir tane biliyoruz kaç kıyamet var ki?
  • Benim bildiğim iki kıyamet var. Karım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet kopar, demiş.

İnsanın yüzünde tarih boyunca tebessüm bırakan fıkraların Pir’i Nasrettin hocanın aslında sadece güldürmediğinin en derin örneklerinden biri bu fıkradır. Bu fıkrayı okuduğumuzda ilk önce ilahi hocam diye güler sonra rahmetle anarız. Ama olan sadece bundan ibaret olabilir mi? Haydi gelin konuşalım.

Yıllarca önümüze serilen kıyamet senaryolarının bendeki sözlük anlamı şudur: ölümsüzmüş gibi yaşayan pelerinli insanoğluna ölümsüz olmadığını yüzüne çat çat vuran ve korkuyla o SON’u bekleten zaman aralığı… Trajik olansa ilk senaryonun M.Ö 2800 yılında ortaya çıkması. Asur kil tabletlerinde dünyanın artık çok yozlaştığından ve sonunun geldiğinden söz edilmiş. Düşünün ki kaç yıldır aynı senaryo. En acısı da dünyanın daha o tarihlerde yozlaşmış olması. Ve nitekim tabi ki kıyamet kopmamış ama Asur devleti yerle bir olmuş. Ardından daha nice senaryolar yaşanmış.  Bir de benim gibi 80’li yılların çocuklarının şahit oldukları var. 1987 yılında 9 yaşında bir çocukken Ankara’ya giden trende bir amcanın okuduğu gazete manşetini dün gibi hatırlarım. Sakallı Bebek Doğdu yazıyordu manşette. Hatırlar mısınız? Aman Allah’ım bir çocuk için ne korkunç bir fikir. Unutulana kadar her gün acaba bugün mü dediğimi hatırlarım. Diğer hatırladıklarım 2000 Halley kuyruklu yıldızı ve aynı yıla denk gelen milenyum çılgınlığı, 2008 CERN büyük çarpışma ve en son 2012 Maya takvimi krizi. Bugün yıl 2022 ama hala kopan bir kıyamet yok. Ne garip ki insanoğlu her şerde bir kıyamet beklemiş. Depremlerde, yanardağ felaketlerinde, sellerde, yangınlarda, ozon tabakası deliğinde, küresel sıcaklıkta ve daha neler neler. Oysa yozlaşan sadece Dünya mı acaba hırsızın hiç mi suçu yok. Bunlar doğanın bizlerden intikam alma şekli olmasın sakın. doğa her sabah uyanıp bugün şu insanlara ne yapsam diyecek kadar zalim olamaz . Ama biz öyle miyiz? Ne suyuna saygımız var ne ağacına. En sabırlı insanın yüzüne devamlı tükürsen dayanacağı en fazla dakikalar olur. Doğa bizden daha sabırlı ama işin içinde tükürük olunca intikamı acı oluyor. İşte insanın kendi kıyameti de böyle bir durum. Doğa sana alametini gösteriyor ama direksiyon sende diyor. Biz kendimizi ne kadar ölümsüz sanıyoruz. Zira bizim en büyük kıyametimiz ölüm. Ama sevdiklerimiz ama kendimiz kıyamet düştüğü yeri yakıyor. Şu dünya sahnesinde amacını iyi anlayıp, rolünü iyi oynar ve heybene merhamet, iyilik, vicdan, sevgi, saygı, iman gibi melekeleri doldurursan çok sevdiğim bir yazarın dediği gibi kıyametin Kıyam-et’e dönüşü. Elif gibi dimdik sergilersin sahneni. Haydi, o zaman Nasrettin Hocamın ne demek istediğine bir daha bakalım hala gülüyor muyuz acaba?

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech