Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
David R. Mellor

“Arkadaş Olalım mı?”

Liderler Parkta (21.03.23)

Seçim sonuçları birbirine yakın olacağa benziyor, bu da küçük partilerin önemini iyice artırdı. Küçük parti derken, bazılarının İskandinav bir çekirdek ailenin üyelerinden daha fazla taraftarı olduğunu sanmıyorum. İşte çocuk parkına benzemeye başlayan bu civcivli ortamda arkadaş edinmek için önce Chp lideri öne çıktı. Aşağıda yazdıklarımı bir piyes gibi düşünün:

Chp lideri özgüvenle ve neşeyle parka giriyor, karşısına önce Hdp çıkıyor. “Masada bize katılır mısınız?” diye soruyor onlara. “Bakın bir sürü arkadaşımız var, mesela şu bey eskiden maliye bakanıydı.”

Sonra yan tarafta duran birini çekiştirip öne itiyor. “Bu bey de pek dizdar.”

“Dindar diyecektiniz galiba?”

“Hah, ben de öyle dedim zaten.”

“Hayır, size katılamayız ama karşınıza başka aday da çıkartmayız. Sorunlarımız artık çözülsün.”

“Tamam, hep birlikte çözeriz, hatta belki yaşasın diye bağırabiliriz.”

“Peki o zaman,” diye cevap veriyor Hdp’nin kadın lideri.

Chp lideri bunun üzerine sevinçle el çırparak diğer arkadaş adayına yöneliyor.

“Merhaba yoldaş.”

Evet, mecburi pos bıyığıyla Türkiye İşçi Partisi lideri bu.

“Bize katılır mısınız?”

“Hayır, çünkü ilke gereği devrim yapmak istiyoruz, bu da size karşı olmamızı gerektiriyor ama tabii ehven-i şer diyerek destekleyeceğiz sizi.” Yoldaşlarına dönüyor. “Siz ne dersiniz?” “Ne diyelim, başka seçeneğimiz mi var?”

“Tamam o zaman bıyıklı yoldaş, görüşürüz.”

Cumhurbaşkanıysa öbür çocuk parkına gidiyor. “Mecbur muyuz yahu?” diye söylenerek.

“Evet,” diye mırıldanıyor danışmanı.

“Peki kim bunlar?”

“Birileri işte, çok dindarlar.”

Bu oyun arkadaşlarının en iriyarısı en çok zorluk çıkaran oluyor.

“Bize katılır mısınız?”

“Hayır, katılmayız, siz babamın partisini terk ettiniz, onun acısı hâlâ içimizde.” Söz konusu acı liderin yüzüne dağlanmış gibi, hatta kendisi öfkeden için için köpürüyor. “Size karşı aday çıkaracağız.”

“Hay Allah.”

“Onu karıştırma işe.”

O gün daha sonra işler iyice kötüye gitti. Eski maliye bakanı yeniden göreve gelmeye davet edildi ama görüşmede teklifi reddedip gazeteciler ve mikrofonlar ön kapıda beklerken arka kapıdan kaçıverdi.

Seçim yarışında başka pürüzler de var, özellikle Chp için. Muharrem İnce aday olmaya karar vererek “Ben Muharrem İnce’yim” diye bir platform kurdu, kendisinin parti programı “Ben Muharrem İnce’yim,” seçim sloganıysa “Ben Muharrem İnce’yim.” Geçen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Chp’den aday olmuş, kaybettiği anlaşıldıktan 0,3 saniye sonra da havlu atıp kayıplara karışmıştı.

On sekiz aday daha cumhurbaşkanlığına aday olmayı planlıyordu, doğru duydunuz, on sekiz. Tabii bunun için yeterli sayıda imza toplamaları gerekiyordu. Hatta bana bile imzamı isteyen reklam mesajları geldi. Her şey karmakarışık görünüyordu.

Şöyle, İnce yüzde altmış oy alacağını iddia ediyor ki bence kendini fena halde kandırıyor, hatta bu kendini kandırmanın destansı boyutlarda olduğunu söyleyecek kadar ileri gidebilirim. Muhtemelen yüzde beş civarında oy alacak, bunun büyük kısmını da muhalefet kanadından koparacak, bu da ilk turda mevcut cumhurbaşkanının %51, Chp adayının %45, kendisinin de %4 oy alması sonucuna varabilir. Böyle bir şey olursa muhalefet (hatta ülke) onu affeder mi?

FLAŞ HABER İnce Habertürk’te canlı yayında. İngiltere’de pub’larda sarhoş olup dırdırıyla herkesin başına musallat olan, durmadan konuşan yaşlı adamlar gibi konuşuyor. Zafer Partisi’yle ortaklık kurmak istemiş, hükümetin trolleri onu destekliyormuş, hayır desteklemiyormuş, yüzde üç oy alır da Chp lideri onun lehine çekilirse cumhurbaşkanı olabilirmiş.

Karıma baktım. “Bu nedir böyle?”

İçini çekti. “Sen bana içecek bir şey ver en iyisi.”

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech