Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf Eroğlu

Bunu da yaptılar!

İçeriden, dışarıdan, gâvurlardan, gâvur gibi davrananlardan, içimizdeki İrlandalılardan, Hükümeti yıkmak için akıl almaz fırıldaklar deneniyor. Yaptıkları Şeytanın bile aklına gelmez. Beşli Çeteyi bile geçtiler. Onlar muradına erdi. Piyasanın ebesini bellediler. Torbalarını doldurdular. Üstelik devlete, millete küfür ettiler. Unuttuk sanılmasın. Sanki tek mihraktan yönetiliyorlar. Aynı anda, her Allahın günü iğneden ipliğe zam yapıyorlar. Bu beşli çetelerden birisi, sözde fiyat indirmiş. Migros. Neymiş! Beş litrelik Ayçiçeği yağı 123 liraya inmiş. Hayret ettik. Gidip bir bakalım dedik. Ne görelim? Beş litrelik Ayçiçeği yağı 169 lira. Oysaki Tarım Kredi marketlerinde, aynı ürün 148 lira. Peki,123 lira olan nedir?4 litrelik olanı. Aldatmaca. Yuh olsun. Fiyatlarda hiçbir indirimde yok, Sabitlenme de. Laf olsun torba dolsun. Neyse. Biz gelelim başlıktaki konumuza. Vatandaş, hastanelerden randevu almakta zorlanıyor ya. Bakınız ne dümenler çevrilmiş. Yurt dışından kaçak getirilen bir cep telefonundan, bir ayda tam 22 bin randevu alınmış. Tabi ki gidilmemiş. Haliyle, ihtiyacı olan vatandaş, randevu için girince boş yer yok. Bir yıl sonraya gün veriliyor. Sağlık bakanı açıkladı. Bir ayda tam 2 milyon kişi randevu aldığı halde, hastaneye gitmiyor. Randevusunu da iptal etmiyor. Tabi ki, buradaki amaç ta,”Efendim Sağlık sitemi bozuk. Vatandaş muayene olamıyor” dedirtmek. Algı yaratmak. Peki. Bunlar iktidarı 2023 seçimlerinde yıkmak için yeterli midir? Değildir. Zira diğer ittifak birbirini boğazlıyor. Abuk sabuk şeyler uyduruyor. Kavga, gürültü. Herkes bir şeyler kapma peşinde

Azıcık Ucundan.

Bir Devlet dairesinin büyük bir odasında, 15-20 memur çalışıyormuş. Bunlardan iki tanesinin masaları karşı karşıya olmasına rağmen, senelerden beri hiç birbirleri ile konuşmamışlar, tanışmamışlar. Memurlardan biri saat tam beşte, önündeki bütün dosyaların muamelesini bitirip giderken, diğer memur önündeki dosyaların işi bitmediği için hep geç kalırmış. Bu böyle senelerce sürüp gitmiş. Bir gün dehşetli bir kar fırtınası başladığı için, kimse daireden çıkamamış. Bütün gece orada kalmak zorunda olduklarını anlayan memurlar, dışarıdan kebap, lahmacun, getirtmişler. Masaları çok yakın olduğu halde birbiri ile hiç konuşmayan iki memur, alel acele kurulan sofrada yan yana düşmüşler. Bir tanesi yanındakine “- Yahu arkadaş, bu kadar senedir hiç konuşmak kısmet olmadı. -. Bari bundan sonra, arada bir iş bitince beraber çıkalım, köşedeki kafede oturalım” demiş.- Çok iyi olur, ama benim işim sizinki gibi saat beşte bir türlü bitmiyor. Siz nasıl oluyor da işinizi tam zamanında bitirebiliyorsunuz? – Kimseye söylemeyeceğine dair söz verirsen,, sana bir sırrımı açıklayacağım. – Tamam, söz. – Bana karışık, içinden çıkılması zor olan bir dosya getirdikleri zaman, üstüne “Ahmet Bey’e havale” yazıp kaleme geri gönderirim. Senelerce önce “Nasıl olsa bu koca bakanlıkta bir Ahmet Bey vardır” diye düşündüm ve haklı çıktım. Şimdiye kadar havale ettiğim dosyaların hiç biri bana geri gelmedi. Öteki adam ayağa kalkmış, elini uzatmış ve şöyle demiş: – Galiba artık tanışmamızın zamanı geldi, bendeniz Ahmet Bey!.sağlıcakla kalınız…

 

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech