Oldum olası, bu futbol yorumcularını itici buluyoruz. Al ileri, ver geri. Olmadı baştan. Birinin söylediğinin aksine, öteki tam tersini söylüyor. Futboldan anlamasak, birine inanacağız. Bu yorumcu denilen insanlar o kadar çoğaldı ki, her kanalda her yerde varlar. Hepsi de futbolcu eskisi. Birçoğu yorumcu olarak değil, amigo olarak meselelere bakıyor. Kendi takımına toz kondurmuyor. Beyaz olan bir şeye göz göre, göre siyah diyor. Hele bir tane at yarışı hastası futbolcu eskisi var ki, evlerden uzak. Morinhoyu beğenmez. Kendisinden büyük hoca yoktur. Avrupa’nın eni iyi takımlarından birinin teknik direktörü olup, başarıdan başarıya koşan Nuri Şahin’i eleştirir. Kendisisin de hem hocalığını hem de futbolculuğunu gördük. İki maç oynar beş maç sakat. Daha bunun gibi niceleri var. Adı sanı duyulmamış futbolcu eskileri ahkâm kesmeye devam ediyorlar. Türk futbolu uçurumdan yuvarlanmak üzere. Hâkimler çeteleşmiş. İstedikleri gibi at koşturuyorlar Yeni TFF başkanı esti, gürledi ama bir şey yapamadı. Yapamaz da. O kadar kök salmışlar ki, temizlemek yıllar alır. Eğer temiz futbol adaletli yarış istiyorsak, öncelikle, bu yorumculara yasak getirmek lazım. Futbol duayeni olan hocalardan birisinin yorumculuk yaptığını gördünüz mü? İşi bilen insanlar bunlar. Yorumcular kim? Ya hakem eskileri ya futbolcu artıkları. Oh ne ala memleket! Adamlar müsabakaları canlı bile izlemiyorlar. Ekran başında izleyip ahkam kesiyorlar. Şunu net olarak ifade etmeliyiz ki, sahada canlı izlemek ile, televizyon ekrandan izlemek arasında dağlar kadar fark var. Kimse de bunu gündeme getirmiyor. Öyle bir sektör oluşmuş ki, Türk Futbolunu düşünen yok. Cukkayı cebe atmakla meşguller… Bir de Batuhan Karadeniz diye biri var. Şu anda kaçak. Adamı bir dinleseniz, dünyanın en iyi teknik direktörü, en iyi hakemi. Aslında futbol kamuoyu onun bir moka yaramadığını biliyor. Futbolcu iken hiçbir başarısı yok. Seyyah olup bütün takımları dolaşmış. Sonuçta futbolumuzun düzelmesinin tek bir çaresi var. Bütün yorumculara ekranları kapatmak vesselam. Sağlıcakla kalınız.