Galler doğumlu Yeni Zelandalı Atatürkçü…
Geçen gün turizmci yakın dostumuzun arkasına takılan bir araç evimize geldi. Aracını tanıyıp eve gidiyor diye peşine takılmışlar meğerse. Yanlışlıkla bize geldiler. Buyur ettik. Kenan Çelik hoca, kırmızı yüzlü ufak tefek bir adam ve aracı kullanan şoför Süleyman abi çıktı. Adamı Christopher Pugsley olarak tanıştırdılar. Ben tanımıyorum. (Hocam çok ünlüymüş… Evime kadar gelen biri nasıl ünlü olabilirdi ki… Biz Türk’üz kardeşim. Sıradanlığa ve mütevazılığa pek alışkın değiliz.)
Evimizin alt katı tek mekan. Oturma alanları ve çalışma yerleri bir… Neyse adam şöminenin üstündeki Atatürk biblosunu gördü. Sonra Truva atı, Seyit Onbaşı, Anzak askeri, Süngü hücumu yapan askeri falan derken… Bunları sen mi yapıyorsun dedi. Evet dedim.
Güzel konuştuğunu anlıyorduk ama Kenan Hoca hiç çevirmedi. Çoğunu anlamasam da çok sevimli, kırmızı yüzlü güzel bir abiydi. Kahveleri içtik. Giderken, ben bu Atatürk biblosunu almak istiyorum dedi. (Kritik noktalarda çeviri yapıldı tabi.)
Evimize gelen misafirlere satmıyorum, hediye ediyorum dedim. O zaman ben de bir hediye vereceğim dedi. Tuğla gibi bir kitap getirdi arabadan. “Çanakkale: Yeni Zelandalıların Öyküsü” O zaman adını gördüm:
Christopher Pugsley.
Benim adıma güzel ifadelerle imzaladı. O kadar İngilizce biliyorum elbette. Dışarı çıktık. Fotoğraf çektirdi bizlerle. Omuz omuza bir poz verdik. Yakasında parlayan Atatürk rozetini o sırada gördüm. O ana kadar dikkat etmemiştim. Truva atı da hediye ettim, uğurladık.
İmdi, Britanyalı askeri tarihçi bir misafir yazar ki, atalarını Atatürk (askeri açıdan) evire çevire yenmişti Conk Bayırında…
Saygıyla Atamızın rozetini takıyor yakasına. Benden Atatürk’ün, Enveriye şapkalı büstünü alıyor.
Bunu sağlayan Atatürk’ün şu meşhur mesajı ve üstün devlet adamı vasıfları değilse nedir? Bilmeyenler için: “Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” -Atatürk
__________
Dünyada Atatürk’ün itibarı olmasa kimilerinin yatacak yeri yok. Neymiş tabutla göndermişiz… Biz göndermedik bir kere, onlar gittiler. Bu bile bilinmiyor.
Biz daha ileri gitmelerine, işgal etmelerine bir duvar gibi izin vermedik o kadar. Bu diriliş öyküsünde Atatürk’ün deyişiyle:
“Türk Kumandanları kumanda etmesini, Türk askeri ölmesini bildi. Harbi kazanışımızın sırrı bundan ibarettir.
Her kim başka bir şey arar bunun altında. Altında kalır zaten. Kalıyorlar, kalacaklardır.
Emperyal hülyalara kapılıp gelen o masum insanların bir kısmı bizim topraklarımızda yatıyor. Atatürk onları bizim evlatlarımız olmuşlardır diye saygıyla anarken bunu söylemekteydi.
Atatürk’ün dünyaya verdiği mesaj neydi:
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”
________
Evinde oturup çalışırken, sana gelen yabancı misafiri,
yanisi barış içinde yaşayan iki ülke vatandaşını ortak bir noktada birleştiren kim oluyor?
ATATÜRK, ATATÜRK, ATATÜRK!
Son Söz:
Binbir emekle kurulan yeniden turistler gelsin çabaları hasar gördü.
25 Nisan 2019’da Avustralyalılar küskün. Tören alanının Sfenks tarafına tribün bile kurulmayacak. Lone Pine ıssız kalacak bu sene.
Yeni Zelandalılar her zamanki demokrat kimlikleriyle buradalar. Onlar için Conkbayırı’nda tribün kuruluyor…
Biz artık dönemin masum işgalcileriyle “akraba” olmuşuz. Fazla zorlamanın alemi yok…
Nasıl “Normalleşiriz?” sorusunun cevabı şu olmalı artık:
Değerlerimizin farkına vardığımız zaman!