Bütün meseleyi, sadece, bir kelimenin omuzlarına yüklemek çoğu zaman zordur. Bu aralar bütün meseleye baktığımda onu omuzlayabilecek, sadece, bir kelime olduğunu düşünüyorum.
Tıkanma.
Sokaklarda dolaşan bir gölge bu tıkanma. Nereye baksam, kimi dinlesem “tamam” diyorum. “Tanıdım bunu. Tıkanma bunun adı.” Bazı bazı “paranoya yapıyorsun” diyorum kendi kendime. “Belki de her zaman olduğu gibi başka bir şeydir bu!” Yok. Olmuyor. Dönüp dolaşıp tıkanıyorum bu düşüncede. İsterseniz tıkanma mevzusunu size birazcık anlatmaya çalışayım.
Tıkanma durumunda; yol olmasına rağmen bir şeyler yolunda gitmiyor, gidemiyor. Acaba diyorum tek bir yol olduğu ve bu yolun bir şey tarafından tıkandığı düşüncesi mi asıl tıkanıklığın sebebi? Bir an için böyle olduğunu düşünelim; Asıl tıkanıklık “gözle görülür” olan ile insan arasında duran saydam bir duvar olsun. “Görünüre” attığımız her adımda “görünmez” tarafından engelleniriz. Peki sonra ne olur? “Görünen” köyün kılavuz istemediği bir gerçeklikte “olmayınca olmuyor” karamsarlığı; “görebilende” görülebilecek en utanç verici durumu ortaya çıkarıyor. İşte bu gibi durumlarda “tıkanma bunun adı” diyorum.
Tıkanma meselesinin sadece bireylerle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Toplumsal tıkanma gibi bir durumun da olduğunu düşünüyorum ve bu tıkanmaları bireysel tıkanmalara oranla daha tehlikeli buluyorum. Toplumsal tıkanmalar kolektif tembelliği yansıttığı için olsa gerek çok daha “trajikomik” bir hal alıyor. Mesela “Ekonomi kötü gidiyor” ve “Ekonomi gayet iyi” tıkanmasını, bugün, aynı anda yaşıyoruz. Her iki tıkanma da tıpkı bireysel tıkanma da olduğu gibi, somut tıkanmaya varamadan “görülmeyen bu tıkanmaya” çarpıyor. Bu iki tıkanma arasından doğru olanı seçme tıkanması ise toplumumuzun bugün yaşadığı en büyük tıkanma.
Peki, bu tıkanma işi ile nasıl başa çıkılabilir? Bu konu ile ilgili ahkam kesecek değilim. Tek fikrim tıkanıklığın bağnaz yaklaşımlarla açılamayacak olması. Tıkanıklık, ancak bilime ve akla uygun yöntemler ile giderilebilinir. Kabul edelim etmeyelim. Tıkanma bir gerçeklik. Onu görmezden gelemeyiz. O yokmuş gibi davranamayız. Onu ancak anlamaya ve çözmeye çalışabiliriz.