Tunç  :Ne var lan!
Karşımda Ercüment’i görmeyi bekliyordum ama hiç öyle olmamıştı.
Talaş  : Merhaba Tunç. Uygun bir zaman değil sanırım.
Tunç   : Yoo yoo. Uygun. Yani aslında erken ama uyanığım zaten. Kız falan atmadım o açıdan şey ediyorsan.
TalaÅŸÂ Â : Girebilir miyim?
Tunç   : Gir gir.
Bir neskafe de Talaş için hazırladım. Beraberce bir sigara yaktık.
Talaş  : Buraya barışma talebi için falan gelmediğimi bil!
Tunç   : Çok da büyük konuşma. Barışabiliriz yani. Tekrar flört ederiz!
Talaş  : Yok canım kalsın!
Tunç   : Eee ne b*kuma geldin.
Talaş  : Kötü hissediyorum bu aralar kendimi. Geçiyodum uğradım işte alalala.
Tak tak tak.
Tunç   : Aha bu kesin Ercüment!
TalaÅŸÂ Â : O kim ya!
Tunç   : Anlatırım birazdan.
Kapıyı açtım. Ercüment ve yanında iki polis bulunuyordu. Polisler kimliklerini gösterdiler. Benim kimliğimi de istediler. O sırada Ercüment ayağıyla talaşın ayakkabılarına vurdu.
Ercüment       : Zina yapıyor bu ahlaksız polis bey. Apartman olarak şikayetçiyiz.
Tunç   : Höst lan höst. Düzgün konuş yoksa gösteririm sana zinayı! Ayı.
Polis   : Sakin olun. Problemi anlamamız lazım. Siz zina mı yapıyorsunuz?
Tunç   : Hayır. İçerde nişanlım var şuan. Zina mina yaptığımız yok yalan atıyo bu şerefsiz.
Ercüment       : Ne nişanslısı lan hırbo? Hayatın yalan lan şerefsiz! Sen önce aç karnını doyur. Şikayetçiyiz memur bey tutuklayın bu haysiyetsizi. Fetöcü bu fetöcü.
Tunç   : Fetö ne? Ercüment hakaretlerini bile anlamıyorum ne vasat bi adamsın sen ya!
Polis   : Sen fetö ne bilmiyor musun?
Tunç   : Hayır!
Polis   : Yazık yazık. Gençliğin haline bak.