Erdem’in sesinin birazcık buruk çıktığını fark ettim. Şelale’nin kaybını hepimiz -hâlâ- yürüklerimizde hissediyorduk.
-İşin garibi bu hikâyede geçen kişilerin isimleri Erdem, Şelale ve Seda!
+Ne ne ne?
-Doğru duydun. Erdem, Şelale ve Seda. Hadi Erdem ve Seda benzesin ama Şelale birazcık daha az rastlanan isim değil midir? Benim aklıma sen geldin. Sen bunları hikâye olarak bir gazeteye falan gönderdin mi hiç?
+Tabii ki hayır. Saçmalama.
-Sakın yanlış anlama seni yargılamaya veya eleştirmeye çalışmıyorum. Bunları yazmış olabilirsin. Bunda kötü bir şey yok. Fakat garip olan bir şey var bu köşe yazısının adı benim son dönemde sıkça kullandığım bir mottonun birebir aynısı. Senle uzun zamandır görüşmüyor olmamıza rağmen bunu nerden biliyorsun şaşırdım?
+Talaşcığım bir dakika bir dakika. Tatlım benim herhangi bir yere anılarımı yazıp köşe olarak gönderdiğim falan yok. Hatta ve hatta kendi bilgisayarımda günlük veya anı türü şeylerim bile hayatım boyunca hiç olmadı. İlginç bir şekilde benim yazdığıma çok emin konuşuyorsun ama gerçekten hiçbir şey anlamıyorum söylediklerinden!
-Gerçekten sen değil misin?
+Hayır! Nerdesin sen şu gazeteyi ben de görmek istiyorum.
-Şuan saçma bir yerdeyim ama eğer uygunsan 1 saat sonra Heyhat’da buluşalım.
+Tamam.
Bir süre daha yürüyüp taksiye atladım. İstiklale çıktığımda hava birazcık bozmuştu. Heyhat’a doğru yürüdüm.
+Talaaaaş.
Arkama döndüm. Erdem geliyordu.
-Erdemciğimmm.
Sarıldık. Sarılışımızdan birbirimizi ne çok özlediğimizi anladık. Heyhat’a geçtik. Gazete kağıdını çıkarıp Erdem’in görebileceği şekilde koydum.
Bir süre okudu. Okurken onu izledim. Ne denli şaşırdığı her halinden belliydi.
+Ohaaa!!! Çok şaşkınım şuan. Yani o günü bu şekilde yazabilecek kişi ya ben olabilirim ya da Seda!
-Aklıma o da geldi biliyor musun!
+Ama sanmıyorum ya. Neden böyle bir şey yazsın ayrıca benim ağzımdan neden anlatsın?
-Senin yazmadığına bütün samimiyetimle inanıyorum ama sen Seda’ya bi sorsan mı?
+Bilemiyorum.
-Nasıl?
+Biz hiç görüşmedik daha sonra.
-Ciddi misin?
+Evet. Yani inanmıcaksın belki ama ne iş için denk geldik ne de birbirimizi aradık. Şimdi arayıp böyle bir şey sorsam şizofren bir manyak olduğumu düşünebilir.
-Evet ama bence ulaş bir şekilde. Bu çok saçma çünkü!!!
+Sanırım arayacağım. Hatta dur arayayım.