Hayırlı bir iş için Ankara’daydım. Her gidişimde yaptığımız gibi Anıtkabir’i ziyaret ettik. 45 yıllık arkadaşlarım ve eşlerimizle müze kuyruğundayız. Sarışın genç bir kadın, yanında büyükannesi. Nineye bilgiler veriyor. Ninenin kulağı az duyduğundan mıdır, yoksa bize duyurmak istediğinden midir yüksek sesle anlatıyor.
Genç kadın biraz soluklandı ve eliyle İnönü’nün kabrini gösterdi. “Atatürk’ün arkadaşı İnönü, işte orada yatıyor nine.” Dedi. Kuyruktakiler ve biz mutlu mutlu gülümserken… “İşte o İnönü, Amerikan uşağıydı.” Deyiverdi.
Ortalık buz gibi oldu. Kaynar sular iniverdi tepemden. Döndüm, “Burası siyaset etme yeri değildir, sizi kınıyorum. İnönü’nün aziz hatırası önünde O’na küfredemezsiniz!” dedim. Küfretmemişmiş, gerçeği dile getirmişmiş, zaten Atatürk’e gelmişmiş…
Bakın oy avlayacağım diye yapılan siyaset işi nereye getiriyor. Hatırlatayım, Cumhurbaşkanı İnönü, ABD Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson’ın Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında elindeki Türk ve Amerikan bayraklarını birlikte sallıyor. Konuk ülke temsilcilerine yapılan bir jest bu. Ne ilk ne de son. 1962’de LIFE dergisinde bu anlar fotoğraf olarak yayınlanıyor.
Sonrasında… 2018’de Türk bayrağının arkada kaldığı fotoğraf kullanılarak “İnönü, sadece Amerikan bayrağı sallıyor, bunlar Amerikancı” diye lanse edildi. Kurnaz olduğunu sanan bir metin yazarının bu “keşfi” iktidarın ağır propaganda çarkıyla kitlelere pompalandı. Doğrusunu şu linkten okuyabilirsiniz: (https://teyit.org/fotografin-ismet-inonuyu-sadece-abd-bayragini-tutarken-gosterdigi-iddiasi/)
Atatürk ile “uğraşıldığı” zaman Türkiye’nin Atasına nasıl sahip çıktığı görüldü ya… Birileri panikledi ya… Şimdilerde İnönü hedef seçilmiş durumda. Atatürk’e dolaylı olarak çatmanın yolunu bulduklarını sanıyorlar.
Çarpıtılmış bilgilerle gencecik dimağlara yazık ediyorlar. Ambale oldu çoğu.
F-16 savaş uçağının Osmanlı’nın hangi devrinde geldiğini soruyorlar sokak röportajında. Düşünüyor, düşünüyor, düşünüyor çocuk… Cevabı ikircikli: “Abdülhamit zamanıydı sanırım.”
İnönü hakkında sosyal medyada kısa bir yazı yazmış Turan Akıncı. Ondan alıntılar yapayım. Cevap gibi olsun bilmeyen varsa. Şöyle diyor Akıncı:
“Son zamanlarda İsmet İnönü’ye vurmak moda oldu.
Bu hakareti yapanlardan ayak takımı,
Kim doğrudur kim yanlıştır bunu anlayabilecek zekada adamlar değiller.
İsmet İnönü bu ülkede Başbakanlık yaptı.
Cumhurbaşkanlığı yaptı.
Siyaseti katmıyorum.
Kimdir İsmet İnönü?
Ne kadar derindir?
İsmet İnönü;
Çok iyi bir satranç oyuncusuydu.
Fransızca, İngilizce ve Almanca konuşurdu.
Osmanlı Paşasıydı,
Günde beş vakit namaz kılardı,
Viyolonsel çalardı hatta Andre Zirkin’den ders alırdı.
Felsefe okurdu.
Gogol ve Goethe’nin tüm eserlerini okumuştu. Hem de İngilizcelerini okumuştu.
Opera meraklısıydı ve en çok Aida’yı seyretmişti,
Kendisi Savaş meydanlarından gelir.
I. ve II. İnönü Savaşlarının komutanı,
Çok iyi bir kurmay,
C.B. (Cumhurbaşkanlığı) sırasında köşkte fizik deneyleri için laboratuvar kurmuş Nobel ödüllü Prof. Heisenberg’in fizik seminerlerine katılmış.
Osmanlı paşaları arasında, Askeri idadi, Harbiye ve Kurmay Mekteplerini birincilikle bitiren Tek adam.
Abdülhamit tarafından madalya takılmış.
Karısına evlilik hediyesi olarak piyano almış.”
“… Kalkmış İsmet İnönü’ye laf ediyor.
Çok da SİLİFKE.”