Prof. Kemal Gözler, ünlü bir anayasa hukukçusu. Geçtiğimiz günlerde anayasa.gen.tr sitesinde bir makalesi yayımlandı: Demokrasi nereye gidiyor?
Bu makalede demokrasinin gerileme dönemini inceleyip “nerede hata yaptık?” sorusunun cevabını arıyor. Hukukçu olmasak bile anlayabileceğimiz durulukta ilginç ve doyurucu bir yazı. Meraklıları bulup okuyabilir. Keyif alacaklardır.
Prof. Gözler, yazısının bir bölümünde demokrasinin son iki yüz yıldır geliştiğini belirtiyor. Ancak bu gelişme seyri, bir sarkaç misali bir sağa, bir sola gidiyor diyor. İlerleme ve gerileme olarak. Bunu da “Dalga” ve “Ters Dalga” olarak adlandırıyor. Aslında 90’lı yıllarda dünyada ve ülkemizde bu kavramlar tartışılmış ve bu dalga teorisiyle ilgili bir literatür oluşmuş.
İçinde bulunduğumuz duruma uygun bulduğu tanım “Ters Dalga”. Yani, denge ve balans mekanizmalarının ortadan kalktığı bir dönem. Hukuk sistemini gözden geçirip, ders alınacak noktaları tek tek sıralıyor. Nerede hata yaptık? Sorusuna tam da bu noktada cevap arıyor uzun incelemesinde.
Prof. Kemal Gözler, bir yerde de, idarî teşkilata hâkim olan hiyerarşi ve vesayet ilkelerinin ciddi bir şekilde sorgulanması gerektiğini söylüyor.
İşte tam noktada aklımıza şehrimizi yakından ilgilendiren bir fenomen geliyor: GESTAŞ. Bir şehrin yerel basınında hakkında bu kadar yazı çıkmış başka bir kurum var mıdır acaba? Yüzlerce eleştirel yazıya rağmen, kılını (bir milim bile) kıpırdatmamış bir kurum var mıdır?
Hocanın Ters Dalga olarak tanımladığı “demokrasi” günlerimizde; Çanakkale’mizin bir değeri olarak gösterilen ama uygulamaları nedeniyle kentine bir gram bile değer vermediği bilinen bu kurum, nereye gidiyor?
Hangi birini söyleyelim…
Yakın zamandaki milyonlarca liralık görev zararı, “ultra-mega arpalık” haline gelişi, neredeyse yarım asırlık bakımsız gemileri, yüksek kiralı feribot filosu, tek kuruş yatırım yapmıyor oluşu, yaşlı filonun zamansız arızaları, personelinin halka reva gördüğü davranış şekli, vahşi kâr hırsı, fahiş geçiş ücretleri, Şehitlik gezileri sezonunda haddinden fazla insan alarak yolcuların can güvenliğine tehdit oluşturma, Eceabat halkının geçiş hakkını kısıtlaması
(2 saatte bir sefer), 1.250 km’lik Kilitbahir geçişi için tasarlanmış feribotları (motorları) 5 km’lik Eceabat hattında kullanması… 3.75 TL’lik bilet ücreti, indirimlisi bile 2,75 olan hani… Unuttuğum varsa eklersiniz.
Arabalı vapur tarifeleriyle ilgili bir kaç karşılaştırma yapacağım. Hepsi şehir içi geçişi. Birbirine yakın mesafeler.
Yıl 2007
Çanakkale – Eceabat / Mesafe: 2.8 Mil (5.18 km) / Otomobil: 12,5 TL
İzmir Üçkuyular-Bostanlı / Mesafe: 3.05 Mil (5.64 km) / Otomobil: 7,5 TL
İstanbul Harem-Sirkeci / Mesafe: 1.7 Mil (3,14 km) / Otomobil: 5,30 TL
Yıl 2018
Çanakkale – Eceabat / Mesafe: 2.8 Mil (5.18 km) / Otomobil: 52,5 TL
İzmir Üçkuyular-Bostanlı /Mesafe: 3.05 Mil (5.64 km)/Otomobil: 12 TL
İstanbul Harem-Sirkeci / Mesafe: 1.7 Mil (3,14 km) / Otomobil: 13 TL
Evet günümüzde, aralarında 52,5 TL ile pırıl pırıl parlayan bir yıldız var.
Yoksa parlayan bir kazık mı demeli? Bu fiyatların şehir içi ticareti nasıl etkilediği ayrı bir yazı konusu olsun.
İşin bir başka yönü daha var. Çanakkale’den GESTAŞ kartınızla Kilitbahir’e geçiyorsunuz. Kilitbahir’deki turnikeye basıp 75 Kuruş daha indirim alıyorsunuz. Ama şansınız varsa… Çünkü genellikle arızalı oluyorlar.
Bir kişinin bile ahını almaktan korkan varsa, bu seslere kulak verir.
Yoksa… Bu ters dalganın geçmesini bekleyeceğiz. Şimdikileri Allaha havale edeceğiz! Liyakat, akıl ve izan sahibi yöneticilerin gelmesini bekleyeceğiz.
Bekleriz. Sabretmesini bilen bir milletiz biz.