Birisi ile yollarınız ayrıldığında canınız yanar. Üst üste, ızdırap dolu birkaç gece geçirirsiniz. Bu ızdırap dolu birkaç gece, ayrılık sonrası sizi bekleyen kötü günlerin sadece başlangıcıdır. Aslında ızdırap dolu bu geceler, gizliden gizliye bir umut taşır. Ondan gelecek bir haberi, bir adımı bekler durursunuz…Bu telaşlı bekleyiş bir süre sonra yerini depresif düşüncelere bırakır. Bir an gelir umut dolu bekleyişinizin aciz bir kuruntudan ibaret olduğunu düşünmeye başlarsınız. Kaybettiğinizi düşündüğünüz itibarınızı yerine koyma çabası mıdır bilinmez; “Hayat devam ediyor” dersiniz. “Artık kimse için üzülmeye gerek yok” -tur. Hatta kendi kendinize “bazı dersler” bile çıkartmışsınızdır… ” Belki de vurdumduymaz olmak en iyisidir!”
Bu vurdumduymaz insan olma “numarası” çok fazla sürmez. Bir kaç uykudan sonra kalbiniz aklınıza darbe yapar. O’nun eksikliğini iliklerinize kadar hissedersiniz. İşte bu gibi anlarda -gerçekten- iliklerinize kadar acı çekersiniz. Yaşadığım şey tam olarak bu. Talaş 8 gündür yok ve ben bunu iliklerimde hissediyorum…
Dıt Dıttt Dıt Dıııtt
Tunç : Efendim.
Erdem : Naber kanka.
Tunç : İyi senden.
Erdem : İyiymiş!!! Kime ne anlatıyorsun olum sen? Bize gelsene.
Tunç : Gerçekten mi?
Erdem : Evet.
Tunç : Talaş orda değil mi?
Erdem : Yok onlar dışarı çıktılar kız kıza.
Tunç : Yok gelmiyim ben.
Erdem : Öfff. OKEY. Israr yok. Görüşürüz.
Tunç : Görüşürüz.
Dolaptan bir şişe aldım. Kanepeye kuruldum. Bir sigara yaktım. Derince bir nefes çektim. Defalarca öksürdüm… İçeceğimden büyük bir yudum aldım. Gözlerimi kapatıp beklemeye başladım. Sigara ve içkinin işini yapmasını bekliyordum. Birazcık rahatlamak herkesin hakkıdır.
Dırırırırırır.
Tunç : Alooo.
Talaş : Tunç merhaba. Evde misin? Birkaç eşya almam gerekiyor gelebilir miyim.
Tunç : Tabi tabii gel. Nerdesin şuan?
Talaş : Aşağıdayım Şelale ile.
Müziğin sesini birazcık kısıp beklemeye başladım.
Şelale : Naber Tunç?
Tunç : İyi Şelo. Senden?
Şelale : İyidir. Talaş’a yardım etmeye geldim.
Bir süre sessizce oturduk. Bir kaç tıkırtı duydum. Kapıda Talaş’ı gördüm. Bir şeyler söylemek istedim ama söyleyemedim.
Talaş : Şelale hazırım ben çıkalım mı?
Şelale : Olur tatlım. Görüşürüz Tunç.
Talaş masaya doğru birkaç adım attı. “Anahtarı buraya bırakıyorum” dedi. “Eşyalarımın hepsini aldım, bir şeylere denk gelirsen atabilirsin. İyi akşamlar”.
Tunç : İi. İi. İ. İiii. İyi akşamlar.