Boğazın Avrupa yakasında bulunan, tarihiyle özel ilçemiz Eceabat… Eski adıyla Maydos. Hani Yarbay Mustafa Kemal’in mıntıka komutanı olduğu Maydos. 29 Nisan 1915’te İngiliz uçakları tarafından acımasızca bombardıman edilen Maydos…
Bilindiği gibi, 18 Mart Deniz Zaferimiz ve binlerce şehit verdiğimiz kara savaşları, 103 yıl önce (şimdiki) Eceabat ilçe topraklarında gerçekleşmişti. Aynı zamanda, İstanbul’u kurtaran Anafartalar Kahramanı Albay Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıktığı yer Eceabat. Son dönemlerde bazı yabancılar Şahinbey sansa da değerini bilenin pırlanta gibi gördüğü, şirin bir ilçe. Kilisetepe Höyüğü bulgularıyla, 5400 yıldır iskânın devam ettiği bir yer.
Kim nasıl tanıyor bilmiyorum ama bu ilçede yaşayan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim; harika insanlara sahip bir kasaba. İnsanı, diğer insanlarımız nasılsa öyle. Sade ve gerçek… Anlatılan kimi hikayeler film yapılsa, rayting rekorları kırabilir. Bazen insan kendini bir filmin içinde yaşıyor gibi hissediyor. Eceabat’ın doğal güzelliklerini ve insanını tanıdıktan sonra başka bir yere gidemiyorsunuz işte… Kimi delilik bu, derse tam budur derim.
Nüfusu, ölüm ve doğum ve dışarıdan aldığı göçle iniş çıkış gösterse de 5.600 civarında… Seçmen sayısı binlerle değil, yüzlerle artıyor. Örneğin 2004 yılında 3.537 kayıtlı seçmen varken, bu sayı 2014 yılında 4.398 olmuş. Seçmen sayısı 10 yılda 861 kişi (%24) artmış.
Seçimlere katılım %85-91.55 arasında… Yani Eceabatlı, hem yerel hem genel seçim hem de referandumlarda sandığa koşarak görevini yapmış. Yani? İzlemiş, dinlemiş, sandığa gidip oyunu vermiş. Seçim sürecine aktif olarak katılıyor.
Konumuz Eceabat ve CHP, önümüz seçim. Herkes merak ediyor bu seçim ne olacak, nasıl olacak? Geçmişte yaşananlardan, anlatılanlardan ve kendi izlenimlerimden süzdüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugünü anlamak için biraz geriye gitmemiz gerek. 1989 yılına… Hem (bilenler için gerçek) efsaneleri anmış oluruz. Değil mi?
- •••
Eceabat’ın, son sosyal demokrat başkanı Rahmetli Cahit Apaydın. Efsane başkan. 1989 yılında, %65.2 oyla silip süpürmüş dönemin SHP’li (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) başkanı… O seçimde ayrıca %6’lık bir DSP oyu var… Karşısındaki ANAP (Anavatan Partisi) %26.7 ve Refah Partisi %2 oy almış… (İstatistik veriler için kaynak: yerelnet.org.tr)
Devam eden süreçte siyasal gelişmelere bağlı olarak, SHP, DSP ve CHP yerelde iktidar olamamış. 1994, 1999, 2004 yıllarında hep ANAP kazanmış. Hem de ANAP’ın eski parlak yıllarında olmadığı zamanlarda da… Ki, ANAP’ın yerelde ilk darbeyi yediği yıl 1989. Yani Rahmetli Cahit Apaydın’ın açık ara kazandığı yıl. Buna rağmen ANAP’ın adayı (Yıllar sonra MHP’li ve parti değiştirerek AKP’li olan “Kim olduğunu biliyorsun sen” olan kişi.) seçimleri kazanmış. Ol rivayet, Cahit Apaydın’ın CHP tabanına ‘Kim olduğunu biliyorsun sen’ adlı kişiyi emanet etmesi bu sonucu ortaya çıkarmış. Eceabat’ın ileri gelen aileleri, hadi biz onlara eski kuşak diyelim, bu emanete sahip çıkmış. Bir nevi CHP oylarına ‘vasi’ tayin edilmiş… Ben demiyorum, rivayet öyle… Ayrıca genel seçimlerde kocaman gövdeli CHP oylarına, yerel seçimde ne oluyor? İlginç değil mi?
Dedim ya tamamen söylenti. Ancak seçim sonuçlarına bakıldığında ANAP’ın Eceabat’ta kazandığı yıllarda Sosyal Demokrat oyların yerlerde süründüğü bir gerçek.
Mesela 1994’te, ANAP’ın 1.247 oyuna karşılık, SHP, CHP, DSP toplam oyları 400! 1999’da DSP+CHP 493 iken ANAP 1.185 oy… Peki, asıl efsane başkan Cahit Apaydın’ın seçildiği 1989 yılında SHP+DSP kaç oy almıştı? Tam 1.621!
Yerel seçimde hal böyleyken genel seçimlerde nasıl? Sosyal Demokrat partilerin toplam oyu %60-65 seviyesinden aşağı düşmüyor, hatta daha yukarı çıkıyor. (İstatistik veriler için kaynak: yerelnet.org.tr)
Uzun süre Eceabat’ın Sosyal Demokrat seçmen tabanını kimin sömürdüğü, bilinmiyor gibi yapılıyordu. Hay Allah! Genel seçimde bu kadar oy almışken, yerelde niye kazanamıyoruz ki… Soruları çok inandırıcı olmasa da sorulup duruyor. Hâlâ soruluyor. Aslında cevabı herkes biliyor ama… Hep kötü adaylardan! “CHP iyi bi aday gösterse alır beya…” Çok duydum bu cümleyi.
2009 yılında bu geniş tabana başka bir ortak çıktı: AKP! Çoğunu almasa da yettiği kadarını elde ederek yerel iktidarı aldı. Bu faaliyetinde ilçede farklı görüşten insanların bir uzlaşma içinde, birlikte hareket ettiğini belirteyim. Çünkü halk bunalmıştı, ne olursa olsun güvendiği bir adaya oy verip, içine sinen bir başkan seçmek istiyordu. Nefes almak istiyordu. Gelişme istiyordu. Yeni sözler duymak istiyordu.
Ancak CHP adayına ısınamadı halk. Yakınlaşamadı adayla. Daha doğrusu aday halka ‘inemedi’ bir türlü, temas kuramadı.
CHP’nin gövdesi yine parça parça oldu. Sonuç: AKP 1.276, ANAP 936, CHP 744…
Partiyi bir kaptan gibi hırçın sularda batırmadan ayakta tutan Rahmetli Abdullah Kaptanı anmadan geçmeyelim. Mavi gözlü, güzel tebessümlü bu dev adam, sular çekilmişken de kocaman dalgalarda da partisini bırakmadı.
2013 yılından itibaren işler farklı bir noktaya geldi. Dirayetli bir CHP ilçe yönetimi, dürüst ve saygı duyulan bir adayın performansı umut vericiydi. Ülkenin muhalif konjonktürü derken… 2014 seçimlerinde CHP için hiç de azımsanmayacak bir oy alındı ama seçim kıl payı kaybedildi. Fark 95 oydu…
MHP 1.416, CHP 1321 AKP 1.154…
Ol rivayet, bir sosyal demokrat hastalığı nüksetmişti bu sefer de: Klikler, gruplaşmalar, çekememezlikler, bencillikler ve küçük menfaatler. Senin listen, benim listem, il başkanına yakınlık, ön seçim, atanma, liyakat, genelde bana, yerelde istediğine verinciler… Herkes bir tarafından çekti… Rivayet bu… Doğrusu eğrisi nedir kanıtlamak son derece güç ama konuşuldu bunlar. Elin ağzı torba değil ki büzesin.
Peki önümüzdeki seçimlerde ne olacak? Eceabat’ın iri gövdeli partisi bu sefer de parçalanacak mı, yoksa birlikte hareket ederek oylarına sahip mi çıkacak?
Bu sefer de herkes bir tarafından çekecek mi, yoksa herkes birbirine el mi verecek?
Rakipleri ne olursa olsun, CHP’nin seçimi galip bitirmesindeki temel faktör bu olacak. Hep bana hep bana mı, yoksa halkla beraber hep birlik olalım mı?
- •••
Mart 2019 seçimlerine giderken…
Geçtiğimiz hafta içinde, CHP’nin Eceabat Belediye Başkan aday adayları kendilerini tanıttı. Hepsi demir leblebi gibi, hepsi belediye başkanı olacak kapasitede. Hani aday kıtlığı çeken diğer partilere teker teker aday yapsanız kimse hayır demez. Hepsi Eceabatlı, hepsi birbirinden değerli.
Önce gençler… Metin Övün 1986 Eceabat doğumlu. Esnaf. Elektrikçi. Eceabat Belediyesi meclis üyesi. CHP parti organları içinde önemli sayılabilecek bir kariyer yapmış. Eceabat meclis üyesi olarak hep Eceabat halkının çıkarlarını savunmuş. Ailesini kurmuş, evladına yeni kavuşmuş taze bir baba. Bir girişimci, Eceabat için turizmin önemini kavramış ve yatırımını bir pansiyonla yapmış. Belediyeyi partisine kazandırmak istiyor. Hırslı ve inatçı bir politikacı.
Engin Karataş. 1963 Eceabat doğumlu. “Aşçı Aziz”in en küçük oğlu. Şu an 4. Neslini sürmekte olan ve tadını alanın hayranı olduğu meşhur köftelerin mucidi olan Aziz Amca’nın oğlu… Eceabatspor’un unutulmaz kalecisi Yalçın Karataş’ın kardeşi… Engin Karataş, Eceabat topraklarından yetişip (ilk-orta-lise) üniversiteyi bitirip yad ellerde önemli bir kariyer yapanlardan. 3 yıl Cumhur Ersümer’in (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı) baş danışmanlığını yapmış. Yenilebilir enerji kaynakları uzmanı. Yani? Türkçesi, rüzgardan, güneşten, sudan elektrik elde etme konusunda uzman… Bir teknokrat.
Timur Koşal. 1956 doğumlu. Eceabat Belediyesi meclis üyesi. 1964 yılından beri Eceabat nüfusuna kayıtlı. Öğretmen. Özel Harp Dairesinde (Özel Kuvvetler Komutanlığı) askerliğini yapmış bir vatansever. Anadolu’yu karış karış gezmiş ve tecrübe biriktirmiş bir aydın. Aynı zamanda yazar. Çocuklar için 8 kitaplık bir okuma serisi yazmış, dergi çıkarmış… Eğitim camiasında yöneticilik yapmış, Marmara bölgesi turizm ve belediye birliklerinde görev yapmış, yurt dışı turizm fuarlarına yönetici olarak katılmış bir kişi…
Yazının başlığı o yüzden Eceabat çok şanslı. Parti üyeleri bu adaylardan birini seçecek ve yürüyecek. Bu yürüyüş yerel iktidara mı, yoksa kişisel hırslara mı… Bunu da zaman gösterecek.
Bakalım, Eceabat’ta potansiyeliyle her dönemin favorisi olması gereken bu parti bu sefer ne yapacak?