Dün akşam iş sonrası, muhabir arkadaşlarımdan birisi ile eski bir demir atölyesine gittik. Bu demir atölyesi geri dönüşümden elde edilen eşyalar ile sanat atölyesine çevrilmiş. Kendi kendime şöyle dedim: “ŞEKİL!”
Birazcık beklemenin ardından Ekin Tunçeli’nin “selfie” adını verdiği performansı başladı.
Performans ile ilgili düşüncelerimi yazmadan önce izleme bağlantısını şöyle bırakıyorum:
İzleme Bağlantısı: https://vimeo.com/225487715
Turunculu İnsan
Bazı performanslar izleyicinin dikkatini canlı tutmak için yorucu olarak tasarlanır. Bu yoruculuk meselesi performans ile ilgili olumlu veya olumsuz bir yargı belirtmekten ziyade performansın şekli ve dinamikleri ile alakalıdır. Selfie’yi izlerken yorulmadım ama dikkatle izledim. Performans boyunca zaman zaman düşüncelere daldım, bu düşünceler, her seferinde, sahneden gelen bir hareketle dağıldı. Başlangıçta gördüğümüz Turunculu İnsanın duyguları değişti durdu. Karakter dönüşümlerini seven bir insan olduğum için daha bir hoşuma gitti bu durum. “Aynı biz be” dedim. “Şekil.”
Yük Meselesi
Performansın ilk dakikalarından itibaren kafamda beliren kelime “yük” oldu. Yükü çekenin yük ile arasında inşa ettiği ilişkiyi görüp durdum sürekli. “Yahu dedim belki başka bir şekil vardır.” Baktım baktım olmadı, yine gidip yük olanı, bileklerde bulunan zincirleri gördüm. “Eee ben de insanım. Kendi düşüncelerimle özdeşleştirdim demek ki” diye düşündüm. “Bu da ben”
Sahneyi Göremedik
Aslına bakarsanız sahne başta çok belliydi. Sonlara doğru Turunculu İnsan bizim aramıza girince performansı yapanla izleyenler arasında bulunan sınır kalkıverdi ortadan. (Yoksa sahne gayet görülebiliyordu arkalarda olmama rağmen göremiyoruz diyen bir kişi bile duymadım) Bana sorarsanız bu sınır çok daha önceden kalkmıştı. Bazı durağan dakikalarda dikkatler azıcık dağıldı. Herkes yükünü düşünür böyle zamanlarda. Bu mesele ile ilgili çıkışta kendi kendime şöyle dedim. “Turunculu İnsan sahneye inmeden seyirci oyuna dahil oldu. Seyirci de şekil.”
Son olarak Turunculu insan “yük” olarak düşündüğüm şeyleri başka insanlara bırakıp yürüdü gitti. “Yüklerini niye insanlara bırakıyorsun yahu?” diye düşünmedim tabi. Zaten o yükler hepimizde var! Olsa olsa görün diye bırakmıştır.“ Alkışladık.
Sonuç: Güzel iş. Bir sonrakilere ben de gideyim diyorsanız fb.com/projerjnr