Harika bir pazar gününe uyanmıştım. Denize Gitme Özgürlüğü’mü kullanmak için muazzam bir gündü. Hemencecik hazırlandım. Tam evden çıkmıştım cebimde bir titreme hissettim.
Zırtttt, zırtttt….
-Tunç! acilen Han’a gelir misin? Bir şey konuşmamız lazım.
Gönderen: Şelale
“Nerden çıktı şimdi bu bir şey konuşma lazımlığı?” diye söylendim kendi kendime. Günümün güzel geçmesini istiyordum. Otobüse biner binmez coşkulu bir ses tonuyla “İyi günler” dedim. Cümlem biter bitmez, bütün dişlerimi gösterecek bir sırıtış attım şoföre. Sırıtışımı kendinden emin ve vizyon sahibi insanlarda sıkça görebileceğiniz bakışlarla destekledim. Tam yürümeye başlayacaktım ki üşüdüğümü hissettim. Havanın aşırı sıcak olmasına tepki koymak isteyen şoför, otobüsün içini buz haneye çevirmişti. Acilen tepki koymalıydım.-
– Biraz fazla soğuk olmamış mı?
-Yürü lan asabımı bozma zaten hava sıcak.
Hayda!!!! Beklemediğim aşırılıkta bir tepkiydi bu. Hem aşırı bir tepkiydi hem de gerçeklerle örtüşmüyordu. Şoför bey düpedüz yalan söylüyordu. Bir kere otobüsün içi sıcak değildi! Dolayısı ile hava sıcaklığına bağlı bir stresten bahsedemezdik. Bir an için “Hava sıcaklığı ile ilgili stresinin” dışarıdaki insanlara empati yapmasından kaynaklandığını var sayalım. “Eee ben daha yeni bindim otobüse! Empati yaptığın insan benim zaten abicim! Kime bağırıyorsun sen?” Şoför bey birazcık canımı sıkmıştı ama arkaya doğru yürüdüm.
*****
Han Kahvesine girer girmez Şelale’yi gördüm. Önce bir sarıldık.
-Ne oldu Şelale? Bi sıkıntı yok umarım?
-Aslında var. Ya Tunç nasıl söylesem ben hamileyim.
-Çok sevindim senin adına. İyi bir anne olacağı…
-Saçmalama salaaak!!! Annemler öğrenirse biterim ben.
-Eeee Erdem’in haberi var mı?
-Hayır daha söylemedim ona. Birazdan bura…
-Bak Şelale biliyorsun Erdem de sen de benim için çok önemli insanlarsınız. Sizin mevcut ilişkinizi takdir eden ve ilişkinizden mutluluk duyan bir insanım. Bana karşı bir şeyler hissediyor olman hoş bir şey ama ben sana hep arkadaş gözüyle baktım.
-Tunç ne saçmalıyorsun sen! Senden hoşlandığım falan yok angut. Erdem birazdan gelecek demeye çalışıyordum sana! Lafa girdin çat diye!
-Ne bileyim kızım. Kabul edersem çocuğu aldıracağını falan düşündüm bir an.
-Ahahaha saçmalama salak. Seni buraya; Erdem’i sakinleştirmen ve rahatlatman için çağırdım
-Anladım anladım tamam. Beni sevmiyorsun yani sonuç olarak.
-Seviyorum deli.
Gülüştük.