Rejim, diyet veya yeme bozukluğu sonucu ortaya çıkan anareksiya hastalığı belirtileri nedir? Anoreksiya Nervoza, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bozukluktur. Anoreksiya nedir, nasıl başlar, belirtileri neler, tedavisi var mı? Anoreksiya hastalığı hakkında tüm detayları Diyetisten Begüm Aygündüz ile konuştuk.
Anoreksiya Nervoza, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bozukluk. Diyetisyen Begüm Aygündüz hastalığın detayları ile ilgili bilgileri gazetemizle paylaştı:
Anoreksiyanın tanı ölçütleri nelerdir?
Anoreksiya nervoza daha çok ergenlik döneminde ortaya çıkan ve çoğunlukla ergenlik döneminde görülen şiddetli yeme reddi ve buna bağlı belirtiler ile seyreden yeme bozukluğudur. Anoreksiyanın tanı ölçütleri 1972 de oluşturulmuştur ancak günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bunlar; 25 yaştan önce başlama.Normal beden kilosunun %25’ini kaybetme.Yemek yemeye karşı özel tutumlar (açlık hissetmeme, kilo kaybından zevk alma, yiyecekleri saklama ve biriktirme).Adet düzensizliği.Saçlarda incelme.Düşük kalp atışı. Hiperaktivite. Kendi kendini kusturma (blumik belirtiler). Anorektik erkekler daha çok şizoid ve paranoidlerdir ve kızların aksine iyi öğrenci değildirler. Anoreksik bireylerin aile yapıları incelendiğinde genellikle ailelerin dominant ve sürekli baskı kurmaya çalışan kimseler olduğu bildirilmektedir. Anoreksik hastaların %40 ı tamamen, %30 u kısmen düzeltilmektedir ve %30 u kronikleşmektedir. Ölüm oranı %22 intihar oranı ise %2-5 arasındadır.
Hastalığın tanısında ne gibi sorular sorulur?
Geçen yıl kaç kez diyet uyguladın? Görüntünden memnun musun?kendini şişman görüyor musun?Kilolu olman kendin hakkında nasıl düşündüğünü etkiler mi? Kilonda bir değişim oldu mu? Kilo vermek için ya da aşırı yemekten sonra hiç isteyerek kustun mu? Müshil, idrar söktürü veya lavman kullandın mı?
Yataklı tedavi ne zaman gerekir?
“Aşırı zayıf hastalar (beklenen vücut ağırlığının %75 veya daha azı) halinde bile hızla kilo kaybı.Ağır elektrolit dengesizliği ve kardiyak bozukluklar. Eşlik eden psikoz. Ayaktan tedavide sonuç alınamayan hastalar.”
Doğru beslenmenin tedavideki rolü nedir?
“Psikoterapiden fayda görebilmek adına günde 400 kcal alımı hızlı düzelmeyi sağlayabilir. Elbetteki laksatif veya müshil kullanımını engellemek gerekli. Dengeli düzenli tercihen 3 ana 3 ara öğünden oluşan bir diyet planlanır. Günlük menü hastanın alışık olduğu, sevdiği ve tüketmekte olduğu besinlerden seçilmelidir. Ancak hasta sevmese de gerekli olanlar diyete eklenmelidir. Karar vermekte güçlük çeken hastalara çok fazla seçenek sunulmamalıdır. Günlük öğünlerini yeterince tüketemeyen hastalara güçlendirilmiş genellikle sıvı şeklinde olan özel formulalar yudum yudum verilebilir. Geçmişte bir dirhem et bin hata ölçer denir ve ne kadar kilolu o kadar sağlıklı birey olarak düşünülürdü ancak şuan sağlıklı algısı zayıf beden anlamına geliyor. Aslında zayıflığı şıklıkla karıştırıyoruz. Herkesin arzusu incecik, sıfır beden olabilmek. 1920’li yıllarda başlayan bu imaj algısı maalesef ki profesyonelce hazırlanmayan diyet uygulamalarına da rağbeti arttırdı. Haliyle kontrolsüzde artan veya azalan kilo sorunları beraberinde birtakım sonuçlar doğurdu.”
Dilek Akşen