Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Apron İsmail – SBGH A.Ş.

“Sen profesyonelsin. Sen profesyonelsin.”

“Sen profesyonelsin. Sen profesyonelsin.”

-Aprooooon! Gel lan gel kart çıkartcaz sana.

Nikotinden sararmış dişler mükemmel bir uyum içerisinde “huağ ahuğğ hahehu” gibilerinden kahkahalar attılar. Kimseyi gücendirmeyecek şekilde hafiften gülümsedim. İçimden tekrar etmeye devam ettim.

“Sen profesyonelsin. Sen profesyonelsin…”

Etrafımı saran 10-15 kadar amcadan bunalmış bir şekilde kravatımı gevşettim. 

-Yani şimdi bu kartı bize veriyon, içinde bunun para var, biz o parayı kullanabiliyoz.

Seminerlerde öğrendiklerimi pratiğe dökme vakti diye düşündüm. Hiç unutmuyorum bir seminerde; bilmem ne uzmanı bir bey “önce onlar gibi konuşun, güvenlerini kazanın sonra üst perdeden konuşun. Masaya gelen dansöze dönmezlerse bir şey bilmiyorum” demişti. “Bu nasıl uzman oha!” falan dediysem de haklı olabilme ihtimalini göz önüne alıp her dediğini dinlemiştim.

Ben: Aynen öyle emmi.

Emmi kelimesi epey yapay çıkıvermişti. Bozmadım. Devam ettim.

Ben: Biz size borç vermişiz gibi düşünebilirsiniz. Sonra siz bize ufak ufak ödüyorsunuz.

Tam bu sırada Apron İsmail dedikleri bey geldi. Kolu ve gözü ters orantılı bir şekilde ara ara seyiren bu beyin dişleri kahvedeki beylerin dişlerine hiç benzemiyordu. “Hmm” dedim. “Madde bağımlılığı olmayan bir insan. Temiz.” Birkaç saniye içerisinde Apron İsmail’in semtin delisi olduğunu anladım. Ortamın yeni boyutunda ahali Apron İsmail ile eğleniyor ben ise Ahalinin eğlence aralarında bulduğum boşluklara “abi seni de kaydedelim mi? En kötü kart gelince kabul etmezsin. Benim sayıyı doldurmam lazım yoksa para alamıyorum” falan diye girmeye çalışıyordum. Bedava eğlence hizmeti veren “youtube” ile empati yaptım o zorlu saatlerde. Apron İsmail youtube’a yüklenen komik kedi videoları gibiydi. Halk onu seviyordu. Ben ise insanlara yemek satmaya çalışan “malum firma” gibi enjekte oluyordum. Apron İsmail’e resmen bağımlıydım. Apron İsmail olmasa işe yaramazdım.

“Sen profesyonelsin. Sen profesyonelsin.”

Ezan okundu. Ahali komple ayaklanıp gitti.

Apronla baş başa kaldım. Kahveci iki çay getirdi. Arkasını dönerken. “Korkma bir şey yapmaz” dedi. “Korkmuyorum zaten” dedim. Bankacı özgüvenimle. “Neden apron diyolar? Ne alaka?” dedim.Kahveci oturdu. “Aslına bakarsan” dedi “bu İsmail aralarında en akıllısıdır. Vaktiyle buraya havaalanı yapıldı. Yani bu evler varken havaalanı yoktu. Sonradan gelip yaptılar. Akla mantığa aykırı! Apron İsmail’de hızlı çocuk tabi. Örgütçü falan bir tip. İmza toplamaya çalıştı, vekillere gitti, bir ara örgütlü direnişe bile kalkıştı… Neden? Kim için? Eee bizim için. Bu binaların arasından uçak iniveriyo. Allah korusun ölüveririz komple. Neyse efendime söyleyeyim bu uçak muçak meselesine çok fazla takınca Apron İsmail demeye başladı buna 3-5 gerzek. Öyle kaldı tabi.”

Apron Bey kendisi ile ilgili anlatılanları salyası akarak dinledi. Kahvecinin sözü bittiğinde “hıığ hıığ” diye güldü. Sonra ağzıyla “burrrrrrr” gibilerinden uçak motoru olduğunu tahmin ettiğim bir ses çıkardı. Acıyla karışık güldüm iş bilmez şehir planlayanların yüzünden adı Apron kalan İsmail’e. (harbi adamdır o başka)

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech