“İyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta Hans kızı Talaş’ı eşin olarak kabul ediyor musun?”
Tunç : Evet.
“Hans kızı Talaş. ‘İyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta Ferhan oğlu Tunç’u eşin olarak kabul ediyor musun?'”
Talaş : Eveeet.
“Ben de sizleri koca-karı ilân ediyorum.”
Tunç : Gelini öpebilir miyim?
Memur : Tabi…
Alkışlar eşliğinde ayağa kalktık. Nikah salonunun içinde olduğu parkta dostlarla fotoğraf çektirdik.
Selen : Eee akşam partiliyor muyuz?
Talaş : Aslında yapalım öyle bir şey diyoruz ama Derin var.
Tunç : Hayriye teyzeye bırakalım?
Buket : Kaç aylık şu an?
Talaş : 4 oldu.
Buket : Kalabilir aslında bir gece.
Tunç : Bence de…
Eve geldik. Akşam dışarı çıkıp çıkmama konusunda uzunca konuştuk. Pek memnun olmasam bile çıkmamaya karar verdik. Sıkıldığımı hissettim. Talaş’ın beni anlamadığını düşündüm.
Tunç : Ya aşkım Derin 15 yaşına gelene kadar dışarı falan çıkamayacak mıyız biz?
Talaş : Ya çıkarız tabi ama şu an çok küçük meme emiyor hala.
Tunç : Uff ne kadar emcek daha?
Talaş : 6 ay falan emer işte.
Tunç : Yuhhh.
Talaş : 2 ay kaldı işte. Öyle düşün.
Tunç : Haaa.
Talaş : Ne oldu? Ölüp bitiyordun baba olucam diye. Sıkıldın mı?
Tunç : Hayır ya. Memnunum ama böyle yani gece gezmesi de güzel bir şey.
Talaş : Sen git aşkım.
Tunç : Saçmalama ya ne anlamı kalır sen gelmezsen.
Talaş : Pek bir anlayışlısın.
Tunç : Şey mmm. Derin de gelsin. Cafe gibi bir yere gideriz.
Talaş : Üşür.
Tunç : Yaa ne üşücek. Eylül ayındayız.