Tunç : Günaydııııın.
Talaş : Hahahaha.. Salak yaaa.
Tunç : Kahvaltı en önemli öğündür atlamalayalım.
Talaş : Keşke sürekli hamile olsam.
Tunç : Saçmalama ya sanki normalde böyle değilim.
Talaş : Bu kadar değilsin. Şımarıyorum valla.
Kahvaltımın keyfini çıkardım.
Tunç : Hadi dışarı çıkalım.
Talaş : Aaa olur valla. Roxy’de gelsin.
Tunç : Yooo o olmaz. Roxy evde kalsın.
Talaş : Allah allah. Teklif mi geliyor yoksa.
Tunç : Olabilir.
Güzel hava, sahil turu, sinema derken günü bitirdik. Boğazı gören güzel bir restoranta oturduk.
Talaş : Vuuuv. Bence evllilik teklifi geliyor.
Tunç : Evet. Bugün edicem.
Talaş : Yaaa…
Tunç : Bak kabul etmiceksen falan söyle boşuna etmiyim. Geriliyorum etmezsin diye.
Talaş : Bence ederim yani neden etmiyim ki değil mi?
Tunç : Etmezsen bir daha etmem zaten!
Talaş : Ayyy ayyy!!!
Yemeğin üstüne sohbet etme başladık.
Tunç : Şu sigarayı bıraksan mı artık?
Talaş : Sen de bırakmalısın.
Tunç : Aaa doğru. Tamam bu gece son. Anlaştık mı?
Talaş : Anlaştık. Çok zorlanırsan tek tek içebilirsin ama balkonda iç. Tamam mı?
Tunç : Tamam.
Eskilerden konuştuk bir süre. Eski dostlarımızı, anılarımızı yad ettik. Bu anıların hepsine kahkahalarla gülmedik tabi. Yitip gidenlere geldiğinde konu durulduk bir süre. Gözlerimiz doldu. Uzaklara daldık. Bir yandan gidenler, bir yandan gelmekte olanlar… Her şeye rağmen yaşamayı ne denli sevdiğimi düşündüm. Mutlu olmamak için bahaneler üretmemek gerektiğini düşündüm.
Tunç : Evet başlıyoruz.
Talaş : Uvv hadi.
Cebinden kutu çıkardı.
Tunç : Talaşcığım bir ömür boyu mutluluğa var mısın benimle? Yani ara ara tartışırız tabi ama yani genel olarak mutlu oluruz gibime geliyor bilemedim. Benimle evlenir misin?
Talaş : Eveeeeeeet…
Sarıldık. Bu sırada arkamdan bir alkış duydum. Tanıdık bir ses. Uzun zamandır görmediğim bir dost.
Erdem : Her ikinizi de kutluyorum. Talaşcığım çok sevindim. Seni ayrıca tebrik ederim hamileymişsin.
Talaş : Erdeeeem.
Sarıldım dostuma.