Tunç : Ya yıprandım ya! Yeter ya!
Talaş : Hadi sallanma! Hazırlan bak geç kalacağız. Gelinleri makyajları bozulmadan göremiyoruz sayende!
Tunç : Aman çok şey kaybediyorsun!
Talaş : Ya sen karışmasana. Kadınlar makyaja önem verir. Görüp yorum yapacağım sanane.
Tunç : Kötü olsa kötü diyemiyorsun ki. Ne yorumu?
Talaş : Ya denir mi öyle? En mutlu gününde “kötü olmuşsun” mu diyeceğim?
Cevap vermedim. Papyonumu pantolonumun cebine koyup ayakkabımı giydim. Asansöre bindiğimizde küçük bir çocukmuşum gibi üstümü başımı kontrol etti Talaş.
Talaş : Yakışıklı oldun.
Tunç : Sen baya güzel oldun.
Düğünün yapılacağı otele geldiğimizde iyiden iyiye gerilmiştim.
Talaş : Ne oldu pek bi suskunsun? Gerçi çok şikayetçi de değilim. Nihayetinde boş muhabbetler de yapabilirdin şu an. Yine de insan garipsiyor tabi. Bir sorun yok dimi.
Tunç : Ya bu ay katıldığımız 3. Düğün bu! Haftaya bir tane daha var.
Talaş :Eee?
Tunç : Benle ne ilgisi var dimi? O açıdan mı eee? Doğru söylüyorsun.
Talaş : Öfff gelme ya o zaman allah allah.
Tunç : Bana uyar.
Arkamı dönüp yürümeye başladım. Birkaç saniye sonra koluma yapıştı.
Talaş : Ya Tunç aptal aptal davranma. Diğerine gelmezsin. Burdan dönülür mü ya. Ayrıca ne var ya eğleniyoruz.
Tunç : Ya sırf masraf ya.
Talaş :Ya allah allah sana mı masraf? Bana masraf. Gören de hepsine altın takıyorsun falan zannedecek.
Tunç : Ya aşkım anlamıyorsun bak. Ayın başından beri her düğün için ama çok yakın arkadaşım dedin.
Talaş : Eee?
Tunç : Ya benim bir tane yakın arkadaşım var. Bilemedin iki. Hadi zorladık diyelim üç olsun.
Talaş : Eee?
Tunç : Hepsini de tanıyorsun değil mi? Kim olabileceklerini tahmin edebiliyorsun yani.
Talaş : Evet.
Tunç :Ben sen de edemiyorum işte. Piyangodan hiç tanımadığım 4 yakın arkadaş çıkıyor. “Haydi düğüne” oluyoruz sonra.
Talaş : Allah allah. Ben de nereye bağlayacak diyorum. Popüler bir kızım. Çevrem geniş. İnsanlar beni seviyor. Ne yapayım?
Tunç : Haa ben sevilmiyorum yani?
Talaş : Seni ben seviyorum.
Yanağıma bir öpücük kondurup salona doğru çekiştirdi.