Tunç : Oooo cennet resmen cennet.
Talaş : Haha. Yavru köpek gibi seviniyorsun yine.
Tunç : Değil mi ama ya.
Talaş : Evet evet çok güzel.
Odamıza yerleştikten sonra hemen plaja gittik.
Tunç : Güneşi kaçırdık biraz sanki.
Talaş : Evet öyle oldu biraz. Olsun yarın güneşleniriz artık.
Şezlonglarımıza uzanıp biralarımızı söyledik.
Talaş : Akşam yemeğine katılacak mıyız?
Tunç : Hangi yemeğe?
Talaş : Buranın sahibi kadınla konuştum akşam yemekte bize eşlik edin dediler. Olur dedim ben de.
Tunç : Hay yaa. Gezerdik ya. Olur mu dedin gerçekten.
Talaş : Evet.
Tunç : O duydu mu peki?
Talaş : Herhalde yani.
Tunç : İyi madem. Gitmek olmaz şimdi.
Talaş : Yaaa ayıp olur. Gidelim.
Tunç : İyi iyi gideriz.
***
Tunç : Ooo yemeklere bak.
Talaş : Bu sofra benim için fazla doğulu.
Tunç : Mızmızlık etme. Senin yüzünden burdayız.
Talaş : Ya ama ne yapabilirim yağlı geliyo bana böyle yemekler. Alışık değilim ben.
Tunç : Ayyy! Alamancımız konuştu.
Talaş : Alamancı deme bana!
Tunç : Alamancısın.
Talaş : Değilim. Yani öyleysem bile diğer Alamancılar gibi değilim.
Tunç : Tamam sus geliyolar.
Hasan bey ve eşi Dilan hanım birkaç tabakla masaya geldiler. Başta biraz sessiz geçen sohbet. İlk dublelerin bitmesiyle yerini neşeye bıraktı.
Hasan : Eee Tunç evladım çocuk falan düşünüyor musunuz?
Tunç : Nasıl anlamadım?
Dilan : Yani şey diyor işte. Çocuk düşünüyor musunuz?
Yavaşça Talaş’ın kulağına eğildim.
Tunç : “Pedofili fanteziniz var mı?” gibisinden bir soru mu bu?
Talaş : Saçmalama ya. Allah allah.
Talaş beni eliyle itip konuşmaya girdi.
Talaş : Bugüne kadar öyle bir şey düşünmedik. Zaten biz evli de değiliz.
Hasan bey ve Dilan hanım’ın yüzlerinin düştüğünü gördüm. “Ahh” dedim kendi kendime “bu işe bi son vermek lazım”
Tunç : Yeni henüz değiliz. Aslında bu tatilin benim için bir önemi de o. Madem konu açıldı söyleyeyim.
Talaş’a döndüm.
Tunç : Bu tatilde sana evlenme teklif etmeyi düşünüyordum.