Kavurucu sıcaklarla baş etmeye çalışırken, başımıza bir de siyasi sıcaklar çıktı. Ekonomi desen konuşulacak gibi değil. Her şey tepetaklak gidiyor. Arkadaşımın canı bamya istemiş. Kalitelisi 20 TL. (Yarım kilo bamya yapmıştım bir keresinde. Hey gidi hey, ne yıllardı. Meğerse o kadar çok yapılmazmış. Bir hafta yediydik. Yaptığı gaz yanına kâr kalmıştı… Şimdi nerdeee?) Aldın mı dedim, 250 gr aldım ama fiyatını karıma söyleyemedim dedi. Ekonomi öyle ısındı ki, Yedek Akçeye bile muhtacız. Bunun adı kumbarayı kırmak. Neyse bu kadar yeter. Anlayan, anlamayana anlatsın.
Hadi biraz da dolardan söz edeyim. Çünkü inişi çıkışı derken, artık çok güzel kafa yapmaya başladı. Ekonomi yorum siteleri var. Vakit buldukça okurum oraları. Uzmanlar kadar, yatırımcılar da yorum yazıyor. Aman Allahım, bir görseniz, arabasını satıp dolara yatıranlar, 6.10’dan aldım abi yandım ben diye ağlaşanlar… Bu durgunluk tsunami beklentisi abi, bir fırlayacak dolar diye kendini avutanlar…
Döviz, borsa, altın gibi yatırım araçlarının iç-dış piyasalarını, oyunlarını tam olarak kavramadan işlem yapılırsa böyle oluyor. Amatör yatırımcılar her zaman, profesyonellerin “gıda kaynağı”. Büyük balık, küçük balığı yutuyor.
Gelelim siyasete. 23 Haziran İstanbul seçimleri, AKP’de beklenen sarsıntıları yaratmış görünüyor. Parti, 18 yıllık geçmişinde pek çok kadro değiştirdi. Her değişimde “küskün” sayısı yükseldi. Şimdilerde; “ben konuşacağım arkadaş” diyenlerin sayısı arttı. “Böyle gitmez”ci bir hayli siyasi var. Son olarak Ali Babacan ismi devreye girdi.
Perde gerisinde neler oldu bilmiyoruz. CB Sözcüsü İbrahim Kalın, Sayın Babacan ile bir görüşme oldu dedi ama içeriğine girmedi. Sayın CB Erdoğan, yeni parti kurucuları için ağır konuştu: “Tarih oldular, kimse onları hatırlamıyor bile.” 3 gün sonra Ali Babacan AKP’den istifa etti.
Ali Babacan hakkındaki FETÖ soruşturması, Bülent Arınç’ın bir nevi ‘uyarısı’ sonrasında kapatıldı. Arınç şöyle demişti: “…Sayın savcım şunu bilsin, Bakanlar Kurulu’nda ortak sorumluluk esastır. Bunu düşünsün, aklını başına alsın.” Ufff ne kadar sıcak değil mi? (Aç klimayı hanııım!)
Ankara’dan gelen kulis bilgileri, merkezdeki boşluğu gidermeyi hedefleyen yeni partinin kuruluşunun öne alındığı yönünde. Yeni partinin, AKP ile bütünleşmiş isimlerden kaçındığı da söyleniyor. Ama düğmeye basınca, 40 milletvekiliyle parti grubu kurabilecekleri de söyleniyor. Diğer bir iddia ise Davutoğlu’nun bir “Erdoğan projesi” olduğu. (Kapat klimayı hanııım, son zamdan sonra hele, içerisi soğudu soğudu…)
Öyle anlaşılıyor ki, İmamoğlu, Babacan, Demirtaş gibi genç siyasetçiler dönemi yaklaşıyor. Siyasette 2002 seçimleri gibi yeni temizlik dalgası yaklaşıyor. Mevcut kadroların alamet-i farikası haline gelmiş ‘kibir’ yanında, liderin yorgunluğu da herkese sirayet etmişe benziyor.
Çanakkale’ye gelince, yerel seçimin yenilgisinden sonra bir süreliğine ertelenen ‘bürokraside değişim operasyonu’ başlayacak söylentisi yayılıyor. Diyorum ya, sıcak çok sıcak… Şehirdeki bütün yönetici koltukları terden sırılsıklam… Operasyondan isimler sızmayınca haliyle bütün bürokratlar tedirgin oluyor. Hele ki, icracı makamlar. Allah kolaylık versin.
Bir kısım siyaset erbabı/esnafı ise gözünü sağdaki Babacan hareketine dikmiş deniliyor. Malum, erken kalkıp, önden giden yol alır. Ancak öyle bir dönem yaşıyoruz ki, erken ötenin başı da gidebilir. Babacan’ın yeni partisinin Çanakkale’de her partiden “küskün”e çekim merkezi olacağı sürpriz olmaz.
“Gözünü iktidar bürümüş” kitle an itibariyle gölgeliklerde, serin sularda veya klimalı ofislerde gün sayıyor olmalı. Nasıl ortaya çıkacaklarını, önümüzdeki günler bize gösterecek.