Ateş Topları

Prof. Dr. Esergül Balcı

Her şeye rant gözlüğünden bakan AKP iktidarı, ateş toplarını birer birer Türkiye’nin üzerine attı. Ülkemizi yine ayrıştırdı, karpuz gibi ikiye böldü.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, öğretmenlik meslek kanunu, hayvanların katledilmesi yasası, açlığa terkedilen emekliler, kronik bozuk ekonomi, acil ödenmesi istenen belediye borçları vb.

Artık devlet eğitimden iyice çıkıyor. Ana okulu çocuklarından bile devlet okullarında kayıt ücreti alınacak. Sosyal devletin gereği olarak çocuklarımızı, ücretsiz eğitime ulaştırarak fırsat eşitliğini sağlamak ve tarikatların elinden kurtarmak için CHP’li belediyelere büyük iş düşüyor.

AKP’nin aklına, belediyeler elinden gidince, birden belediyelerin yıllarca kendi iktidarları zamanında oluşturduğu borçları geliverdi. Bahane hazır. Ekonomik kriz! Yaptıkları lüx üstelik gereksiz harcamalar ve yandaş ihalelerle ekonomimizi bu duruma getirenler kendileri değil mi? Hedef, muhalif belediyeleri iş yapamaz hale getirerek, oy vermeyen halkı cezalandırmak.

Gelelim hayvan kıyımı yasasına. Yine belediyeler yükün altında. Üstelik yasayı uygulamayan ya da uygulayamayanlara hapis cezası var. Parası olmayan, vicdanı ve merhameti olan belediyeler bu yasayı uygulayamaz, uygulanabilir bir yasa değil. Öte yandan ülkemizde yasaların ne kadar ve ne şekilde uygulandığı da soru işareti.

İşin aslı, gündem değiştirme ekonomiyi, despotluğu unutturma, cambaza bak yasası. Yasanın uygulanması halinde, belediyeler hayvanseverlerle karşı karşıya gelecek. Burada maksat, muhalif belediyeleri maddi-manevi köşeye sıkıştırmak. Söz konusu yasa nasıl olsa çıkacak, emir büyük yerden diye yasa çıkmadan ön alıp köpekleri vahşice toplayıp katletmeye başlayan belediyeler var. Çünkü barınaklar, 4 milyon sokak hayvanına karşın, sadece 110 bin kapasiteli. Acaba “barınak ihale”lerini kimler alacak? Nitekim uyutma ilacı ihalesini bir AKP’linin aldığı söylentisi var, sosyal medyada. Anlaşılan hayvan maması satanlar da muhalif. Onların da çanına ot tıkanıyor. Burada neler dönecek bilinmez. Onun da kokusu çıkar elbet.

Hayvanseverlik, insan olmanın gereğidir. Çünkü bu sevgi çıkarsızdır, merhamete dayalıdır. Veterinerler vicdanlarının sesini dinledi, “Katliam Yasası”nı uygulamayacaklarını ilan etti. Dilerim bu yaklaşım, birilerine örnek olur.

Umarım “ikinci bir gezi olayı”, bu sefer hayvanları koruma üzerinden çıkmaz. Toplumda çocuklara, kadınlara tecavüz edip öldürenler, merdiven altı kumarcıları, torbacılar ve onların ağa babaları elini kolunu sallayarak gezip, birileri tarafından korunurken, güçlülerin gücü dilsiz kullara yetti. “Katliam Yasası”nı çıkaranlar, bir de kutlama yapıp gece vakti tatlı yediler.

Balzac; “insanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın” diyor.

Dilsiz kullar, terk edildi, aç bırakıldı, zulümle karşılaştı, öldürüldü, ama onlar hep dost kaldılar. Onlar hep hayvan oldu, biz insan olamadık.

Nietzche; “dünyanın en acımasız hayvanı insandır” demiş boşuna değil.