Prof. Dr. Esergül Balcı
Geçtiğimiz hafta karanlıktan kaçanlar için ‘çifte bayram’ vardı. Yıllar sonra Atatürk’ün Partisi CHP cam tavanı deldi ve birinci parti oldu.
Buna herkes olmasa da çok kişi şaşırdı, çünkü beklemiyorlardı. Ümidi ve beklentisi kalmadığı için oy kullanmaya gitmeyenler suçluluk duydu.
Umarım bu başarı gelecek seçimde de devam eder. Bunun için seçimi kazanan belediye başkanlarının görevlerini çok çalışarak, başarı ile yapmaları gerek.
Öte yandan AKP’den devralınan belediyelerin borçları ve şatafatı ise akıl alır gibi değil. Başarı buna rağmen sağlanmak zorunda.
Gelelim büyük ümitlerle ve engellemelerle kurulan daha sonra, CHP’nin desteği ile seçimlere giren İYİ Parti’ye. Tek kelime ile fiyasko.
Şu an belirsizlik diz boyu. Olağanüstü seçimli kongreye gitsin diyenler bir yanda, gitmesin diyenler diğer yanda. Tabii burada Meral Hanım kalsın diyenler de yabana atılamaz. Söylentiler çeşitli. Yaşayıp göreceğiz artık.
AKP istakozcu milletvekili ile sarsılıyor diyeceğim ama bu hep böyleydi aslında. Sanırım insanların gözüne sokmak gerekiyormuş. Vekil bunu yaptı sonra da pişmanlığını açıkladı. AKP grup toplantısında ise pek bir revaçta idi. Öyle ya reklamın iyisi kötüsü olmaz. Sonrası Allah kerim.
Suçlunun biri ise mahkemede, silahları nerden aldığını herkesin içinde açıklayamayacağını, bunu yaparsa sosyal medyaya düşeceğini, ancak kapalı kapılar ardında hakime anlatabileceğini söyledi.
Tam da “özrü kabahatinden büyük” söylemine uygun bir davranış. Meğer ülkemde kapalı kapılar ardında neler oluyormuş.
Biz önümüze bakalım. Merkez Bankası iflas etmiş, ekonomi zaten çökmüş, eğitim, sağlık, adalet yok hükmünde.
Bütün bunların olması, bizim gibi çağdaşlığı, bilimi seçen yurttaşların ‘çifte bayramını’ fazlasıyla gölgelemiyor mu?