Oyunun Doğuşu Ve Tarihçesi
Ulusların tarihinde oyunun ilk belirtisi müzikle birlikte görülür. İnsanlar kendini müziğin ritmine bırakır, hiçbir kurala uymadan dans ederlerdi. Müziğin ahengine uyan insan toplulukları bazen coşar, tepinir, garip sesler çıkarır, bazen de yumuşak hareketlerle kıpırdanır, sallanır, böylece kendilerini tanrılarına yakın görürlerdi. Oyun ve oyuncağın geçmişinin insanlık tarihi kadar eski olduğu arkeologların yaptığı çalışmalarda ortaya konmuştur. Bugün bilinen pek çok oyunun eski çağlarda da bilindiğini gösteren belgeler, bulgular, buluntular vardır. Oyuncağın eskiliği insanın var olduğu zamana dayanır. Uygarlığın bilim, sanat, mimari giysi gibi her alandaki gelişmesi çocuk oyunlarına ve oyuncaklarına da yansımıştır. Köylü, kentli, zengin, yoksul her çocuk bulunduğu yerin ve zamanın etkisi altında oyun oynamıştır. Mısır’da İran’da yapılan kazılarda türlü oyuncaklar bulunmuş, eski Girit Uygarlığı’nın kalıntılarında çok güzel bebeklere, oyuncak ev eşyalarına rastlanmıştır. Eski Mısır’da tahta bebeklerle tahtadan yapılmış timsahlarla oynarlardı. Romalı çocuklar çember çevirmeyi, arabayı ve top oyunlarını çok severlerdi. Ortaçağın Avrupalı çocukları babalarının zırhlı giysilerini, miğferlerini anımsatan giyim kuşamları severler, ellerine tahtadan haçlar alıp askercilik oynarlardı. Orta çağdan kalma oyuncakların hepsi usta ellerden çıkma nesnelerdir. Ülkeden ülkeye ulustan ulusa çocuk oyunlarında ayrıcalıklar görülebilir. Bununla birlikte dünyanın hemen her yöresinde çocuk oyunlarının ortak yönleri ve özellikleri de vardır. Eski uygarlıklarda ve yakın geçmişte oynanan çocuk oyunlarının birçoğu gelişmiş toplumlarda giderek önemini ve geçerliliğini yitirmiş, yerini günümüzün araç ve gereçlerinden esinlenen oyunlar ve oyuncaklar almıştır. İnsanoğlunun bilinen en eski oyun araçlarından biri taşlardır, en eski oyunlardan biri de ülkemizde “beş taş” adıyla bilinen oyundur. Geçmişte farklı kültürlerde farklı kurallarla oynanan başka bir oyun aşık kemikleriyle oynanmaktaydı. Tahiti, Japonya, Yunanistan, Avustralya ve İngiltere’de küçük patatesler, fındık, ceviz fasulye gibi nesneler de kullanılmıştır. Suda taş kaydırma oyunu da çok eski antik değere sahip genellikle taşla oynanan bir oyundur. En eski oyun aracı taş ve en eski oyun taş oyunlarıdır.
Çıngırakların da eski Yunanlılarda ve Mısırlılarda 3000 yıldan fazla geçmişi olduğu bilinmektedir. Bir görüşe göre çıngırak bir oyun aracı olarak değil, kötü ruhları korkutup kaçırmak için kullanılmıştır. Yine bebeklerin ve bebek oyunlarının üç bin yıldan fazla geçmişi olduğu ileri sürülmektedir. Buluntulara göre üç bin yıl kadar önce Eski Mısır’da Nilüfer adında küçük bir kız çok küçük yaşta ölmüş ve bebeği ile gömülmüştü. Kolları hareket edebilen bu bebek, bugün British Museum’da bulunmaktadır. En eski oyuncak bebek evi ise 1588 yılından kalmadır. Milattan önce ve sonraki birkaç yüzyıldan gelen birçok oyun ve oyuncak bulunmuştur. Eski Mısırdaki duvar resimlerinde oyun tahtası üzerinde oynanan oyunlar, sıçrama oyunları görülmektedir. Tüm dünyada en eski oyun araçlarından bir diğeri top, en eski oyunlar ise top oyunlarıdır. Eski Mısır’da açılan mezarlarda deriden yapılmış, kepekle doldurulmuş toplar bulunmuştur. Pieter Bruegel’in Viyana Müzesinde 1560 tarihli ünlü “Çocuk Oyunları” tablosunda o zamanlar çok oynanan günümüzde pek çok ülkede halen oynanan seksenden fazla çocuk oyunu görülmektedir. Uçurtma ve uçurtma ile oynanan oyunların iki bin, Çin kaynaklarına göre üç bin yıldan fazla geçmişi vardır. Çok eski oyunlardan biri de dünyanın bir çok yerinde oynanan iplik oyunlarıdır. Bu oyun parmaklara geçirilen, iki ucu bağlı sicimle çeşitli şekiller oluşturularak oynanan oyundur.
Handan ŞEN
Okul Öncesi Öğretmeni
Drama Eğitmeni Ve Eğitim Koçu