Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Depremin Sahipsiz Çocukları Kimlerin Elinde?

Depremde sahipsiz kalan çocukların

Depremde sahipsiz kalan çocukların deprem bölgesinden yüzlerce km uzakta tarikat evlerinde bulunması, ihmalden öte ciddi bir güvenlik sorunudur.

Zira 14 milyon kişinin yaşadığı, binlerce binanın çöktüğü ve yüzlerce çocuğun sahipsiz kaldığı bir afette devletin derhal tedbir alması gerekirdi.

Bu tür olaylarda yapılması gerekenleri düzenleyen Sosyal Hizmetler Kanunu’nun 4. maddesi devletin gözetim ve denetimini zorunlu kılar.

Oysa ihbar üzerine bakanlığın yaptığı baskında çocukların bir tarikat üyesine ait evde bulunmaları olayın vahametini artırmaktadır. Çocukları alanların yaptığı savunma ise onların Suriyeli sığınmacı çocuklar olduğu yönünde. Böyle olması da bir başka önemli sorun.

Anlaşılan o ki; tarikat deprem bölgesindeki sahipsiz çocukları toplamış ve İstanbul’daki bir üyesinin evine götürmüş. Devlete haber verilmemiş, devletin gözetim ve denetim zorunluluğu hiçe sayılmış.

Oysa deprem gibi ağır travmalarda devlet, uzmanlar eliyle bu çocuklara travma sonrası bozukluklarla ilgili özel programlar uygulamalıdır.

Bu sürecin yine devlet tarafından düzenli olarak denetlenmesi gerekir. Devletin bu asli görevini devretmesi söz konusu olamaz. Zira sahipsiz bu çocuklar ne idüğü belirsiz tarikat, cemaat ya da kişilerin elinde her türlü istismara açıktır.

Bunun örneklerini yakın zamanda defalarca yaşadık. Üstelik bu istismarları yaşayan çocuklar kimsesiz de değildi.

Sahipsiz çocuklarla ilgili açıklamalar yetersizdir. Aile Bakanlığı deprem sonrasında kaç çocuğun sahipsiz kaldığını, bunların nerede bulunduğunu, hangi deprem bölgesinden çıkarıldığını, hangi tedaviye tabi tutulduğunu ve kaçının kayıp olduğunu ayrıntılı olarak açıklamalıdır.

Yarın bu sahipsiz çocukların devletin ya da milletin karşısına nasıl çıkarılacağı, onları götüren kişilerin insafına kalır.

Devlet böyle bir ikiliği 15 Temmuz’da yaşadı ve bedelini Türk milleti ağır ödedi.

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech