Nöbetçi Eczaneler
2022’yi uğurladık ama 1 Ocak 2023 sabahına çok farklı uyanmadık.
Çünkü tarihi bir dönemdeyiz ve Cumhuriyetimizin 100. Yılında 2. Bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz.
Bu şartlarda hepimizin birlik olması gerekirken, dar tartışmalarla vakit öldürüyoruz. Dünya 21. Yüzyıla çoktan girdi, biz hala 100 yıl önceki tartışmaları yapıyoruz.
2022’de açlıktan çocuklarımız öldü. Onları doyuramayan analar kendini astı.
Tarikat yurtlarında çocuklarımıza tecavüz edildi, kafaları satırla kesildi.
Sokaklarda kadınlarımız öldürüldü. Barınaklardaki hayvanlar, kürekle canice katledildi.
Maden faciasında işçilerimiz öldü, geride yürek yakan acılar kaldı.
Ne idüğü belirsiz 10 milyon kaçak sokaklarımızda serseri mayın gibi dolaşıyor. Vatandaşlarımızın yaşam tarzına müdahale etme cüretini kendinde buluyor.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında Devletimizi ve kurumlarımızı yeniden ayağa kaldırmanın, hepsinden önemlisi sosyal hayattaki çürümeyi, yozlaşmayı ve toplumsal bölünmeyi ortadan kaldırmanın çabası içindeyiz.
Geride bıraktığımız yıl; vicdan, sorumluluk ve ahlak gibi insani kavramlarla bağını tamamen koparmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Millet iradesine vesayet kurmuş, tarikat-cemaat-menfaat sultasını kızgınlık ve hayretle izledik.
Yarın Gelibolu’ya, Conkbayırı’na, Kabatepe’ye bir daha bakın. Biz bu Cumhuriyeti kanla, barutla, silahla kurduk. Sahte şeyhlerin emrindeki müptezellere teslim edilmeyeceğini herkesin görme vakti çoktan geldi.
2022’de sizin çocuklarınızın hak ettiği işlere Suriyeliler girdiyse;
Çocuklarınızın hak ettikleri okullara, kılıksız tipler yerleştirildiyse;
Siz hastanede sıra bulamazken, Suriyeliler özel muamele gördüyse;
Okul sıralarında yavrularımız açlıktan bayılıyorsa;
Kimse kurusa bakmasın; böyle bir yerde ne hak, ne hukuk, ne vicdan, ne Devlet, ne de millet kalır.
Şapkayı önünüze koyup bir daha düşünün. Topraklarımız, fabrikalarımız, limanlarımız satılmış; Türk milleti kaderine terk edilmiştir. Tıpkı 100 yıl öncesi gibi, yeniden bir Kurtuluş Savaşı vermemiz gerekiyor, veriyoruz, vereceğiz de.
Ama Türk Milleti sahipsiz değildir.
Bizim İstiklal Marşımız bile ‘Korkma!’ diye başlar.
Korkacak, sinecek, teslim olacak halimiz yok.
Bu yolun sonu 100. yılında yeniden Atatürk Cumhuriyet’ine çıkacak. Kimsenin bundan şüphesi olmasın!