Nöbetçi Eczaneler
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘ahmak’ dediği için ceza aldı. Siyasi yasaklı hale gelme tehlikesiyle karşı karşıya.
Peki, bu karar Sayın Erdoğan’ın işine yarar mı?
Bu konuda Cumhurbaşkanı’nın kafası karışık görünüyor. Zira kararı yorumlarken muğlak ifadeler kullanıyor: “Bizim demokrasiye ve siyasetin meşru yöntemlerle yapılmasına olan bağlılığımızı kimse sorgulayamaz” diyor. Belki de yapılanı perdelemeye çalışıyor.
İyi de o zaman hakim neden değiştirildi?
Cumhurbaşkanı’nın alınan karar ve kararın zamanlaması konusunda tereddütleri olduğu görülüyor. Türk siyasetini şekillendirecek ve kendisini bu denklemin dışına atacak bir ‘tezgah’ kurulduğundan da şüpheleniyor olabilir.
İyi de bu ‘tezgahı’ kim ya da kimler kurdu diye düşünülebilir?
Bu sorunun cevabını yakın tarihimizde ve yargıdaki rakamlarda arayabiliriz.
2014 yılında yapılan Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu seçimleri bize yol gösterebilir.
Yargıtay, Danıştay, idari ve adli yargıda 6 bin 323 üye, FETÖ adaylarına oy attı.
Bunlardan 4 bin 102’si 15 Temmuz sonrası FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edildi.
FETÖ adaylarına oy verenlerle ihraç edilenlerin sayıları arasındaki fark dikkat çekici.
Bazen sizin işinizi yapmak üzere bir makama getirdiğiniz kişi, alttan alta başkaları adına çalışır ve nihai karar günü ‘gereğini’ yapar.
Başlıktaki deyim, bu tür durumlar için kullanılır ve ince ince yağarken sizi ıslattığını fark etmediğiniz yağmura denir.
Acaba verilen karar, zaman içinde kimleri ne şekilde etkileyecek?
Tüm olanlara süreç içinde bakıldığında; İmamoğlu kararı çok su kaldıran bir karara benziyor. Bunu da yaşayarak göreceğiz.