Hipertansiyon, kalpten vücuda giden kanın atardamar çeperine uyguladığı basıncın fazla olması olarak tanımlanabilir. Sıklıkla karşılaşılan bu sağlık sorunu kalp ve damar hastalıklarına neden olarak bireyin hayatını riske atar.
Tansiyon iki farklı değer ile belirlenir. Bu değerler kalbin kasılması ve dinlenmesi sırasındaki değerler olarak ifade edilebilir. Kasılma değerinin 120 mmHg, dinlenme değerinin ise 80 mmHg’dan yüksek olması bireyin sağlığı için istenmeyen bir durumdur.
Bireyde hipertansiyon uzun yıllar hiçbir belirti göstermeden bulunabilir. Belirti olmasa bile hipertansiyon, bireyin kalp ve damarları için hasar oluşturan etkilere neden olur. Hasara bağlı birey kalp krizi ve felç gibi ciddi sağlık sorunları yaşayabilir. Hipertansiyonlu bireylerin felç geçirme riski normal tansiyonlu bireylere kıyasla 7 kat daha fazladır.
Yüksek tansiyon çeşitli faktörlere bağlı gelişebilir. Bu faktörlere bakalım; Yaş faktörü: hipertansiyonun görülme sıklığı ilerleyen yaşlarda artar. Genellikle ilk tanı 30-35 yaşlarında alınır. Cinsiyet Faktörü: erkeklerde görülme sıklığı daha fazla iken bu oran 55 yaş sonrasında kadın ve erkeklerde birbirine yakın orandadır. Kalıtım Faktörü: ailesinde yüksek tansiyon öyküsü bulunan bireylerin hipertansiyon ile karşılaşması daha yüksek orandadır. Obezite Faktörü: aşırı kilolu bireylerin yaklaşık yarısında hipertansiyon görülür. Şeker Hastalığı: çoğu şeker hastalarına hipertansiyon da eşlik eder. Aşırı tuz ve alkol tüketimi, fiziksel aktivite azlığı ve stres de hipertansiyon için risk faktörleridir. Farklı hastalıkların nedeni olarak da hipertansiyon durumu yaşanabilir. Bu hastalıklara böbrek hastalıkları, tiroit bezi hastalıkları, doğuştan gelen ve damarları etkileyen çeşitli hastalıklar örnek verilebilir.
Hipertansiyon tedavisi için doktor tavsiyesiyle kullanılan ilaçların yanında beslenme uzmanlarının hipertansiyon hastalığına uyumlu olarak planlayacağı diyet planı büyük önem arz eder. Öncelikle yüksek oranda tüketilen sodyumun kan basıncını arttırdığı bilinmektedir bu nedenle günlük tuz tüketiminin yaklaşık 5 g sofra tuzu ile sınırlandırılması gerekmektedir. Tuz içeriği fazla olan besinlerin tüketimi de kısıtlanmalıdır. Alkol tüketimi ile kardiyovasküler hastalık riski pozitif doğrultuda artmaktadır. Alkol tüketim sıklığının ve miktarının azaltılması önemlidir. Kadınlar 1 kadeh, erkekler de 2 kadehin üzerine çıkmamalı, haftada 2-3 gün ile sınırlamalıdır. Kırmızı et, doymuş yağ ve şekerli besinlerin de kısıtlanması hipertansiyon için iyileştirici etki oluşturur. Taze sebze ve meyve tüketimi, kurubaklagiller, düşük yağlı süt ürünleri, tam tahıllı besinler, balık ve doymamış yağlardan zengin bir beslenme planı benimsenmelidir. Sarımsak tansiyon düşürücü etkisi sayesinde ölçülü şekilde tüketilebilir. Salam, sosis gibi şarküteri ürünleri, salamura yiyecekler ve tuzlu sosları sınırlandırmak önemlidir.
Sağlıklı beslenmenin yanında düzenli fiziksel aktiviteyle birey vücut ağırlığını aşırıdan ideale doğru çekmelidir. Obezitenin de hipertansiyon için risk faktörü olduğu unutulmamalıdır. Sağlıklı günler diliyorum. Haftaya görüşmek üzere…