Tık tık tık.
Tunç : Buyur Behçet Abi.
Kapıcı : Bir ihtiyacınız var mı diye geldim.
Tunç : Yok ben kendim hallediyorum. Market işini falan.
Kapıcı : Eee biz nasıl para kazancaz!
Tunç : Sen zaten aylık ücret almıyor musun?
Kapıcı : Yetiyo mu abim, yetiyo mu babacım?
Tunç : Bir şey sorucam.
Kapıcı : He?
Tunç : Girişe asılan yazıyı sen mi astın.
Kapıcı : Kedilerle ilgili olanı mı?
Tunç : Evet.
Kapıcı : Ben astım. Üst çarprazda oturan Mualla hanım istedi.
Tunç : Ne alıp veremediği varmış hayvanlarla? Kedi bu girer siteye napıcaz yani?
Kapıcı : Yaa pis hayvan ya her yer b*k – kaka kokuyor.
Tunç : Allah allah. Ben seviyorum kardeşim kedileri. Sitemin bahçesinde kedi görmek istiyorum nasıl yapıcaz?
Kapıcı : Ee karar alındı yapcak bir şey yok!
Tunç : Nasıl yok! Benim neden haberim yok?
Yavaşça eğildi bana doğru.
Kapıcı : Şimdi Tunç bey bu Mualla hanım varya. Dul. Azcık oynak bi karı. Gözleri fildir fildir. Bizim bu yönetici var ya. Kompleksli demiştim.
Tunç : Eee
Kapıcı : Hah. Şimdi bu ona çok gidip geliyor. Bunların arasında segs olsa gerek.
Tunç : Segs?
Kapıcı : Anlasana yahu! Fanfini-finfon.
Tunç : Kedilerle ne alakası var?
Kapıcı : Şöyle var! Mualla hanım mı yönetiyor apartmanı Kenan bey mi ayıramıyoruz 3 aydır.
Tunç : İlginç.
Kapıcı : Eee dişi köpek kuyruğu sallarsa erkek köpek peşine dakılır.
Tunç : Dakılır.
Kapıcı : Aynen öyle. Aynen öyle.
Bir süre pis pis sırıttı bana.
Tunç : Niye gülüyorsun Behçet abi?
Kapıcı : Seni de takip ediyorum. Gelen giden yok.
Tunç : Sana ne benim gelenimden gidenimden.
Kapıcı : Yaaaav yanlış anlama. Beni tabi ki ilgilendirmez ama yani genç adamsın ceviz kırar diye düşünüyorduk ama..
Tunç : Behçet abi beni baymaya başladı bu muhabbet.