Yeni Yasa Şöyle Diyor:
Bilişim araçları kullanarak işlenen suçların önüne geçilmesi konusunda hali hazırda bulunan yasalar aksak kalıyor. Yeni yasa ile mahkemelerin karar almada önündeki engel kaldırılacak.
Bu suçlar şunlar:
Terör propagandası, iftira, özel hayatın gizliliğine saldırı, nefret suçları, kadın ve çocuk istismarı, şiddeti özendirme. Yani halı hazırda zaten bir çoğu suç olan bu davranışların bilişim boyutunda da karşılığı olacak.
Yasaya göre 1.000.000 kişinin üzerinde kullanıcıya sahip olan sosyal medya ağları Türkiye ofisi açmak zorunda. Aslına bakarsanız facebook’un, twitter’ın ve youtube’un zaten ofisi var fakat bu ofisler aracılığıyla herhangi bir veri paylaşımı yapılmıyor.
Yeni yasa şöyle diyor:
Benim ülkemdeki kullanıcının verilerini benim ülkemde saklıcaksın. Saklamadığın zaman “suç” durumları ortaya çıktığında verileri benimle paylaşmıyorsun. Bir bakıma “suçu ve suçluyu” koruyorsun.
Peki Sosyal Medya Şirketleri Verileri Paylaşacak mı?
Buna benzer yasalar birçok ülkede zaten daha önceden çıkarıldı. Bildiğim kadarıyla facebook,youtube, twitter, instagram verileri hiçbirisiyle paylaşmıyor.
Sonra ne olacak?
Yasaya yürürlüğe girdikten sonra sosyal medya şirketlerine resmi yazı yazılacak. Bu yazı “temsilciliğinizi açın” demek olacak. Bu şirketler açmazsa para cezası kesilecek. Para cezasını ödemezlerse de erişim engellemesi olacak.
Mevcut Durum:
Bu şirketler verileri “reklam anlaşması” karşılığında istatistik şirketleri ile vs zaten paylaşıyor. Hatta üye olurken onaylattıkları “kullanıcı sözleşmesi”nde bunlar yazıyor. Yani mesele sadece veri paylaşımı değil.
Sosyal Ağlar Cephesi:
Sosyal ağlar diyor ki; biz ücretsiz platformlarız, insanlara demokratik bir biçimde özgürce kendilerini anlatabilmeyi vaat ettiğimiz için seviliyoruz. Sizle veriyi paylaşırsak bizim güvenilirliğimiz kalmaz. Başka platformlara yönelirler. Şirketlerin bu politikası kullanıcılarda pozitif bir karşılık buluyor. Kullanıcılar buralarda fikirlerini anlatmaya devam ediyor.
Bence
Aslında meselenin tıkandığı nokta şurası: Demokrasi, Adalet ve Özgürlükler noktasında Türkiye’de birçok insanın kafasında “soru işaretleri” var. Bu soru işaretlerini ortadan kaldırma yönünde samimi adımlar atılması ve birleştirici siyasi dilin yükselmesi gerekiyor. Yoksa sosyal medya yasasından tutun, kadın cinayetlerine kadar her gündemde insanlar kutuplaşmaya meyilli oluyorlar.