Kiracıyım.
AMA
Yazacaklarımın bununla pek bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Ev sahibi olmak güzel bir şeydir muhakkak. Onunla ilgili bir sıkıntım da yok. Umarım bir gün kendi evim olur. Yani Kiracı olmam en azından. En azından “dünyada kiracıyız keh keh” diye rahat şakalar yapabilirim ay sonunu düşünmeden. (Ay ortasını da düşünürüm gerçi ben ama bunu başka bir başlık altında konuşmak isterim)
Bizim evimiz tam tamına 1.100TL. Ev sahibimize aylık 1.100 TL ödeme yapıyoruz. Gökyüzü dahil değil. Onunla ilgili bir ödeme yapmıyoruz.
Aslında bizim evimiz 1.100TL etmez. Bu durumun farkında olduğumuz için ev sahibi ile konuşmaya karar verdik.
Anlattık uzun uzun. Anlattık da anlattık.
(İnsan haklı olduğunu düşününce çok konuşur)
Bu devirde zor dedik özetle.
Geçinmek diye de ekledik.
Bizim konuşmamız bitince elimizle kendisini işaret ederek buyrun söz sizde gibi bir mimik yaptık.(Mimik kullanabilen bir hayvandır insan: Erbab-ı Jest)
Çayından büyükçe bir yudum aldı. Ağzını hafiften şaplattı.
(Köşeye sıkıştıranlar böyle yaparlar)
Ev dedi.
AVM’ye yakın (ki ben AVM’ye gitmem),
Üniversiteye yakın (ki ben ona da gitmem),
Adliye’ye yakın (Sicilimiz temizdir. Yolumuz düşmedi)
Havaalanına yakın (Çanakkale’de hava trafiği yok gibi bir şey),
Tıp Fakültesine yakın (Hastane ile de pek işimiz olmuyor, olursa da M.Akif’e…)
İlginç geldi bana bu söyledikleri. Yani bize ne ki bunlardan.
Bizim ekonomik durumumuzla evin, sözüm ona, jeopolitik konumunun önemi arasında ne alaka var?
Kaldı ki bu kadar önemli! şeyin birbirine bu kadar yakın olması şehrin kötü planlandığını göstermez mi? (Şehrin çehresi, sabundan sonra gelir. Medeniyet ölçütüdür.)
Yani bizim ev sahibi aslında şunu diyor:
Kötü planlanmış bir şehrin. En kötü noktasında oturuyorsunuz.
Şanslı çocuklarsınız…
Biz de onu diyoruz sahip!
Ona rağmen niye bu kadar pahalı diyoruz.
(Şap’ın yankısı sürüyor oda da, duyamıyor tabi yakarışlarımızı)
Bizim de söyleyeceklerimiz var sahip.
Ev Merkez’e uzak.
İzmir Merkez’e uzak,
Denizli Merkez’e uzak,
Ankara Merkez’e uzak…
Çanakkale Merkez’e bile uzak ama İzmir ve Denizli Merkezlere nazaran daha az uzak.
Nereden baktığınıza göre değişir yani bu işler…
Göç eden kuşlara çarpan uçak, göç güzergahını hiçe saydığı için kuşlara çarpmış sayılır. Bu en hafif tabiriyle bile KATLİAM olur.
Uçağın motoruna intihar dalışı yapan kuşlar ise tazminat ödemek zorunda kalırlar. Onlarca yolcunun hayatını hiçe saymak en hafif tabiriyle bile KATLİAM’dır.