Milenyumun mükemmel çocukları…
Her biri bilgisayar kullanmayı biliyor.
Her biri açık fikirli, özgürlüklerine düşkün, insanların tercihlerine saygı duyuyorlar…
Mizah anlayışları kaliteli, özgüvenleri yüksek…
2023 yılında ilk defa oy kullanacak olan Z Kuşağı’ndan bahsediyorum…
Kendilerini pek ciddiye alan yok bu aralar ama geleceği şekillendirecek dostlarımız bunlar…
***
12 Eylül’ün travmasını bir türlü üzerinden atamamış bir kuşağın “direktifleri” ile büyümüş bir insanım ben.
O şöyle olmaz, bu böyle olmaz, bu hiç öyle değil, devlet, millet, vatan, devrim gibi bir sürü kavramla kafamızı iyice karıştırdılar.
Şimdilerde de Z Kuşağını nişangahına almış bu kafa. Sabahtan akşama kadar eleştiriyorlar bu çocukları… Hem de öyle tek bir grubun ya da siyasi kafanın hedefinde değiller. istisnasız herkes eleştiriyor bu çocukları.
Toplumsal değerlerimizle örtüşmüyor diyorlar.
Ellerinde telefon! Tık tık tık! Habire gözleri orda! diyorlar.
Dini değerlerimize uygun yaşamıyorlar diyorlar.
Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği gençler bunlar mı! diyorlar
Biz zamanında devrimciydik, bunlar değil! de diyorlar.
bu örnekler uzar da uzar… Bir sürü itici argüman bulabilirsiniz konuyla ilgili…
BANA SORARSANIZ
Bu çocuklar eski kuşakların düşündüğü gibi “salak” değiller. Akılları gayet başlarında. Şanssız oldukları konu ülkenin genel politik gel-gitlerinde büyümeleri… Bu çocuklar türban meselesiyle, laiklik tartışmalarıyla, FETÖ gibi örgütlerle, darbelerle, yolsuzluklarla kaynayan bir süreçte büyüdüler. Ona rağmen bu kadar özgürlükçü olmaları, bu kadar parlak gözlerle bakmaları hayata beni acayip şaşırtıyor…
Bir Y kuşağı insanı olarak rica ediyorum
Abidik siyasi düşüncelerinize iştirake zorlamayın bu çocukları.
Ahlaki açılardan eleştirip durmak yerine anlamaya çalışın bu çocukları. (Zaten teknik olarak biz daha önce öleceğiz, dünya onlara kalacak, çok karıştırmayalım)
Sizlerin anne-babalarından gördükleri alışkanlıkları beklemeyin bu çocuklardan.
Mesela bir Y kuşağı olarak beni bile rahatsız eden bir alışkanlıktan bahsedeyim size onun üzerine bir düşün…
EL ÖPMEK! NEDEN EL ÖPÜYORUZ? BU ALIŞKANLIK NE KADAR SÜRECEK? 2100 SENESİNDEKİ TORUNLARIMIZA BU REZİLLİKLERİ NASIL AÇIKLAYACAĞIZ?