Düşünüyorum. Aceba var mıdır böyle bir şey? Daha önce duyduğum, gördüğüm, kokladığım, dokunduğum hiçbir şeye benzeyemen bir şey. Bunun üzerine düşünürken şöyle şeyler beliriyor kafamda.
Her şeyi görmedim ki, duymadım da, koklamadım da, dokunmadım da… ama şunu biliyorum ki görmesem de duymasam da kokalamasam da dokunmasam da küçük bir şokun üstüne “hmm biraz şuna benziyor sanki” diyebilirim bir çok şeyle ilgili. Mesela dünyanın en sıradışı hayvanlarını gösterseniz bana. “Aaa böyle bir pokemon vardı” diyebiliyorum.
Galiba, bu yaşıma kadar gördüğüm, kokladığım, duyduğum ve dokunduğum şeylerin oluşturduğu bir ortam var kafamda. Bu ortamın bir hafızası var. Şuur altı bir hafıza belki bu bilemiyorum. Bu hafıza sayesinde yeni gördüğümün, duyduğumun, kokladığımın ve dokunduğumun üzerimde bıraktığı şok etkisi uzun süreli olmuyor. Yani nasıl desem. İnme indirecek kadar şaşırtmıyor.
Hiçbir şeye benzemeyen bir şeyin olmama ihtimali de var tabi. Belki de şımarıkça bir düşüncedir bu hiçbir şeye benzemeyen şey düşüncesi. Bilemiyorum. Belki de hiçbir şeye benzemeyen bir şey görmüşümdür, duymuşumdur, koklamışımdır da algılayamamışımdır. Şuur altı deneyim hafızam karşılığı olmayan bu yeni karşısında KALAKALMIŞTIR. Bayılmak gibi. Şok etkisi artınca bayılıyor ya insan. Öyledir belki. Bilemiyorum.
Şirinler Meselesi
Şirinleri bilirsiniz. Küük mavi yaratıklar. Bu küçük mavi yaratıkların Gargamel adında bir düşmanları vardır. Gargamel bu cağnım şirinleri yakalamak ister. Geçen bir dostumla şirinler üzerine sohbet ediyorduk. Ayıptır söylemesi 30 yaşımıza gelmemize rağmen hala açar açar şirinler izleriz. Neyse efendim. Koronavirüs muhabbetinden nasıl sıkıldıysak bu arkadaşımla şirinler geyiği yapmaya başladık. Geyiğimiz bir süre sonra “bil bakalım” tipi bir oyuna dönüştü.
Oyunun kuralları
İkimizin de ortak bildiği birisini taklit ediyoruz. Karşıdaki insan o kişiyi bilirse o kişinin adını söyleyip sonuna şirin ekliyor. Aslına bakarsanız sonuna şirin eklemenin bir manası yok ama biz en çok da o kısımda eğlendik.
Muhabbet devam ederken ederken. Konuyu arkadaşlarımızdan çıkarıp stereotype lara getirdik. Sonradan aramıza katılan bir arkadaşım başladı anlatmaya. Anlatıyor anlatıyor bir türlü bulamıyoruz. Zabıta şirin, polis şirin, hakim-savcı şirin, imam şirin, paralel şirin, pelikancı şirin, fetöcü şirin…. Yok bana mısın demiyor.
En sonunda bizim gerizekalı olduğumuzu söyleyip cevabı verdi. ŞİŞECİ ŞİRİN.
Tabi biz hemen böyle bir şirin olamayacağını anlatmaya bşaladık. Sonuçta şişeci diye bir insan bile yok kaldı ki şirin olacak.
Yok efendim. Öyle bir şey varmış.
Sıkı durun.
Şişeciden kastı. Şişe toplayan insanmış. Yani şişeci şirin aslında şişe toplayan şirin demekmiş. Biz şişe toplayan şirin desek de kabul edecekmiş.
O zaman bu teoriye göre alkolik şirinler olması gerektiği gibi, kordonda arkadaşlarıyla bira içen şirinler de olmalı, kızlı erkekli eğlenen şirinler, alkolün şişede durduğu gibi durmadığı şirin falan gibi varyasyonlar muhakkak vardır.