Koronavirüs salgını malumunuzdur ki gündemimiz. Herkes her yerde koronavirüs konuşuyor. Haliyle bu konu ile ilgili yazmaya devam etmek istedim. Naçizane okumalarımdan aklımda kalan bazı şeyleri paylaşmak istiyorum.
***
Bazı uzmanlar halkı panikten uzak tutmak için bir çeşit grip, büyütülecek bir şey yok diyorlar. Haksızlar diyemeyeceğim fakat halkı sakinleştirme misyonuna fazlası ile kapılıp halkı yanlış yönlendirebilecek laflarlar edebiliyorlar. Asıl meselenin salgının yayılmasını engellemek olduğu bir noktada günlük hayata olduğu gibi devam edin minvalinde laflar etmek bir hayli yanlış diye düşünüyorum. Salgın konusu bir gerçek olarak ele alınmalı ve adımlar bu şekilde atılmalı.
***
Salgının Yayılması
Bu salgın yayılıyor. Bulaşma hızı şaşırtıcı derecede yüksek. Bir kişi 100lerce kişiyi enfekte edebiliyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde yayılmaya başladı bu salgın. Bu noktada asıl dikkat etmemiz gereken nokta Yayılmanın hastaneler üzerindeki yükünü hafifletmek olacaktır. Panik olmuş kitleler hastanelerin önüne yığılırsa -ki bu İtalya’da görüldü- salgının toplumsal psikolojimizi nasıl sarstığı ortaya çıkacaktır.
Salgın ile ilgili kararlar
Yerel yönetimlerin salgınla ilgili CİDDİ davranmaları gerekiyor. Kriz masaları çok hızlı bir şekilde kurulmalı. Yayılma durumunda, en azından şehirlere, giriş çıkışların kontrol edilmesi, yayılmanın olabildiğince kontrollü ilerletilmesi gerekir.
İşletmeler, Mağduriyetler
Bildiğiniz gibi salgın sebebi ile birçok işletme kapandı klişe söylemle “esnaf kan ağlıyor” bu noktada devletin elini taşın altına koyması lazım. “Hep beraber atlatıcaz. Ha gayret! Vatan millet” edebiyatına girmeden. Gerekli borç ertelenmeleri vs şimdiden düşünülebilinir.