Cuma akşamını, Aga-B konseri ile nakavt ettim. Bilmeyenler için söyleyeyim kendisi Ankara’nın bağrından çıkma bir rapçi. Ankaralıların demesiyle Ankara Bebesi. Kütük neresi bilinmez. Aga-B nin ilginç bir tarzı vardır, tavırları falan bir değişiktir. Diğer rapçilere tarz olarak benzemez. Hatta ve hatta bir zamanlar aynı stüdyoyu paylaştığı Ais Ezel bile Aga-B nin yanında daha “alışılagelmiş bir rapçi”dir.
Konsere katılım beklediğim gibi azdı. Daha rafine bir kitle vardı. Ezhel kitlesinden ya da Ceza kitlesinden daha nitelikli bir kitle diyebilirim bu kitleye.
Aga-B den önce sahneye Çanakkale’li bir rapçi olan Şahıs çıktı. İlk defa dinledim. Özellikle gidip en önden dinledim. Ne anlatıyor, ne söylüyor iyice bir baktım. Genel olarak Ceza gibi, Allame gibi hızlı flowlar ile rap yapıyor. Bir derdi var, bu derdi anlatmaya çalışıyor. Bu tip flowları aman aman sevmememe (zevk meselesi) rağmen Çanakkale’li bir Rapçiyi dinlemek hoşuma gitti. Semt’in çocukları başarılı işler peşinde.
Şahıs’ın güzelce ısıttığı kitle bir türlü çıkmak bilmeyen Aga-B ile birazcık soğudu doğrusu. Eskiden hiphopçılar ıslıklar, isyan ederdi sahneye geç çıkan adama. Şimdiki kitle öylece bakıyor, dans ediyor. Moda tabirle KENDİ KAFASINI YAŞIYOR MORUK.
Aynısını Ezhel’de Yapmıştı
Ezhel Çanakkale’de verdiği konsere 50 dakika geç kalmıştı. Ankara’lı rapçilerin böyle bir yönü var sanırım.
Sonunda Aga-B
Aşırı hipster stiliyle çıktı Aga-B sahneye. Başladı hemen rap yapmaya, bir biri ardına dizdi kelimeleri. Atonal okumanın çok yakıştığı bir rapçi kendisi. Ara ara tonal okumalarla dinleyicide merak uyandırmayı da biliyor. Ağzıyla scracht (sıkreç) atabilme yeteneği var epey eğlenceli.
Aga-B nin en sevdiğim yanı anlatım şeklinin bir çok rapçiye göre daha “ifadeli” oluşu. Şimdi ifadeli ne diyebilirsiniz. Bunu şöyle anlatmak istiyorum. Bir çok rapçi rap yaparken birine anlatır gibi anlatır derdini. Karşısındakinin net anlayabileceği cümleler kurar. Gerçek hayatta kullandığımız diyaloglara fazlasıyla benzeyen diyaloglardır bunlar. Ceza tipi diyelim buna. İfadeli dediğim rapçi tipi ise tıpkı bir ressamın renkleri ve fırça darbelerini kullanışı gibi kullanır dili. Diyaloglara benzer cümleler kurmaz. Kafanıza soyut bir imge oluşturur. Bu imgeyi kelimelerle, fonetikle şekillendirir. En sonunda kafanızdaki resim belirginleşir. Bu tip rapin Türkiyedeki ustası Fuat’tır. Aga-B bu yönüyle Fuat’a çok benzer.
Güzel Bir Konsermiydi?
Aman aman güzel bir konser değildi doğrusu. Tadı damağımda kalmadı ya da beklentim çok daha fazlaydı. Bilemiyorum. Her konserde görebileceğiniz “bu adamın, bu şehirdeki şubesi benim kardeşim” tipleri dün de vardı. Bağırdılar falan.