İzmarit dolu kül tablalarını boşaltırken görebilirsiniz beni ya da neredeyse boyum kadar mutfak poşetlerini dışarı çıkarmaya çalışırken… Duyabilirsiniz sesimi “siparişlerimiz nerede kaldı?!” diye çıkışırken bana iki yelloz; ya da gözlerime değebilir gözleriniz bir ayyaşın küstah tekliflerini geri çevirmeye çalışırken ben…
Bayanlar, baylar!
Kim olduğumu biliyor musunuz gerçekten?
Bütün gece kafalarınızı çekip, gitme vakti geldiğinde; yüzüne bakmaya tenezzül bile etmediğiniz kim? Hiç düşündünüz mü?
Kırıklarınızın sıcacık yatağına girme telaşesiyle yanıp tutuşurken sizler, arkanızı döner dönmez unuttuğunuz bu kız; suratınızdaki her çizgiyi aklına kazıyor. Fark etmiyor musunuz?
Benim adım Bi Saat gecenin 2’si.
Bulaşık yığınlarının ardından gülümsüyorum ayyaş patronuma. Yapay. Hissiz.
Kapıya doğru sendeleye sendeleye yürüyor. Bir an duruyor. Sağ elini havaya kaldırıp işaret parmağını azarlar gibi tutuyor. “Yarın geç kalma!” diye çıkışıyor bana. Tam o sırada dengesini kaybedip yere düşüyor. Bulaşık yığının ardından, kocaman göbeğini hareket ettirme çabasını izliyorum. “Bi” diye bağırıyor. Ses etmiyorum. Tazyikli su bulaşıklara öylesine gürültüyle çarpıyor ki duymam imkansız. Bir tabağı sertçe yere bırakıyorum. Kırılıveriyor. Ellerimle ağzımı tutuyorum. Kahkahalarımı duymaması için kazağımı yüzüme doğru çekiyorum. “Salak s*rtük. Beceriksiz!” diye bağırıyor. Bir zaman sonra. Bulaşık yığınlarının ardından tekrar bakıyorum. O sırada doğruluyor. Belini tuta tuta açıyor kapıyı. Suyu kapatıp kulak kabartıyorum kapıya.
“Çık-çırk.”
Bu ses; özgürbir gecenin başlangıç fişeği adeta. Bu sesi duyar duymaz yüzüme renk geliyor.
Önümde duran bulaşık yığını, süpürülmesi gereken yerler, ağzına kadar dolu olan mutfak poşeti… Bütün bunlar moralimi bozamıyor o andan itibaren. Barın altına eğilip bir şişe bira kapıyorum kendime. İçinde fıstıkların olduğu büyük çuvala küçük bir kap daldırıp çerezimi hazır ediyorum. Barın diğer tarafına geçip güzel bir şarkı açıyorum… Uyuşturucu bağımlılarının, fahişelerin, para avcısı kızların hatta ve hatta kumarbazların bile eve dönüş yoluna düştüğü saatlerde geceye çapa atıyorum.