Özet: Domates meyveymiş.
Yan masadan gelen sesle irkildim. “Domates meyvedir abi?”
Yan masadaki genç; sempatik mimikleri ile gönlümüze taht kuran, kaba-saba davranmayı maharet sanan skeç karakteri edasıyla kurdu bu cümleyi. Şok oldum.
“Domates meyve olabilir mi?” diye düşünmeye fırsat bulamadan tartışma hararetlendi. Konuyla ilgili ipe sapa gelir bir düşüncem, henüz, oluşmadığı için dinlemeye karar verdim. Yeterli zaman verildiği sürece her konu ile ilgili ipe sapa gelir düşünceler oluşturabileceğimi vücut dilime yansıtarak, ipe sapa gelir “domates meyve midir?” tartışmasına döndüm.
“Saçmalama ya fasulyenin neresi meyve”, “salatalık meyve olamaz salatalık meyveyse bu da meyvedir! çünkü tam bir hıyar!” gibi türlü seviyelerden argümanlar tartışma çukuruna ardı ardına atılıyordu. Alkol olan her masada olduğu gibi sesler yükselmeye, ortam gerilmeye başlamıştı.
Bir Fransız beyefendisi olsaydım ya da Alman bir bey; karşıt diyemeyeceğimiz argümanlar üzerinden tartışabilme yeteneğini ustaca sergileyen bu Anadolu gençlerine; henüz bir deve bile görememiş olduğum bu verimli topraklardan gıpta ile bakardım.
FAKAT
Bir Fransız beyefendisi değilim. Henüz deve bile görememiş olmak dışında Alman beyler ile ortak herhangi bir noktam da bulunmuyor.
Halis muhlis Anadolu genciyim. Bu topraklarda aynı konu üzerinden hararetle tartışabilen gençleri zilyon-bin-kere gördüğüm için de bu yersiz tartışma beni hiç şaşırtmadı.
Bir süre sonra sıkıldım. Kendi masama yanaştım. Bilimsel bir sınıflandırmanın bile sinirleri gerebildiği coğrafyamızı düşünmeye başladım.
“Bilimsel sınıflandırmaların akademi dışında kullanılmasının yasaklanması” gibi doğulu otokrasilerde sıkça karşılaşabileceğimiz despotik kararlar ardı ardına aklıma geliyordu.
Kendimi durdurdum.
“Zaten tıka basa dolu olan “tartışılması gereken konular” listemize yeni şeyler eklemeye -hiç- gerek yok” diye düşündüm. Sokaktaki adam için domates sebze olarak kalabilir. Bize, daha stressiz açıklamalar lazım.
MİSAL
Pavyona gittik. Meyve tabağı söyledik. O tabağın içinde gelenler meyvedir.
Her kesimden insanın anlayabileceği, anlayamayan kesimlerin de muhtemelen boş tartışmalardan uzak durmayı tercih edeceği ülkemiz için gayet hoş bir tanım.
Böyle bir tanımlama halkımızı kenetler. Halkımız kenetlenir. “İnme inmek” gibi değil ama birlik, dirlik manasında.
Ufak tefek problemler: Bazı pavyonlarda o tabağın içine maytap falan konuyormuş. Maytap da meyve sayılabilir bence yiyen yesin yani ne yapalım…