Sokak!

Şehrin en ünlü caddesine çıkan ara sokağın başında duruyordum. Yeni yıla girmemize sadece dakikalar vardı. Bu yüzden olsa gerek sokak yeterince kalabalık değildi. Oysa sadece 20 dakika önce “iğne atsanız yere düşmeyecek” gibiydi sokak. 

Tripod’u kurup. Fotoğraf makinemi yerleştirdim. Gözümü vizör’e yaklaştırıp bir iki ayarlama ile sokağı netledim. Geri çekilip bir sigara yaktım. “Ahh” dedim. “Bi bırakamadım şu mereti.”

Sigaramdan derin bir nefes alıp sokağı izlemeye başladım. Genişliği 3 metreden fazla değildi bu sokağın. Sağlı sollu binalar sokak boyunca uzanıyordu. Bütün binalar tek bir duvara sahipmiş gibi gözüküyordu. Binalar arasında bir parmağın girebileceği kadar bile bir boşluk olmadığını düşündüm. Sokağı güzel kılan küçük detaylardan birisiydi bu. Bir diğer güzel detay ise 10-15 metre ara ile duvarlara monte edilmiş sokak lambalarıydı. Bu lambalar; sokağı aydınlatmamasına rağmen genç bir kızın gecenin geç saatlerinde korkmadan geçebileceği ışımayı veriyordu sokağa.

Derince bir nefes daha aldım sigaramdan.

Sokağın hemen girişinde -tam da sokağı ortalayarak- tezgahını kurmuş olan kestaneciye baktım. Önündeki büyükçe sac üzerine kestaneleri dizmiş, çelimsiz sesi ile ara ara “kebap” diye bağırıyordu. Hemen yanında orta boylu bir insandan daha kısa bir direğe monte edilmiş sarı bir ampül parlıyordu. Ampülün altında oturan kestaneciyi hedef alarak deklanşöre bastım. 

Bir kaç fotoğraf çekip içtiğim nescafenin parasını ödeyerek eve gittim. Doğruca bilgisayarın başına geçtim. Fotoğrafları bilgisayarıma aktardım. Böyle zamanlarda en çok ilk çektiğim fotoğrafı beğenirim bu sebeple ilk onu açtım.

Bir sigara yaktım.

Deklanşöre bastığım esnada 4-5 kişilik bir arkadaş grubu kadraja girmiş. Neredeyse simsiyah görünen bu gençleri ilk gördüğümde fotoğrafı bozduklarını düşünmeme rağmen bakmaya devam ettikçe içimi ısıttıklarını fark ettim.

Fotoğrafın üst tarafındaki ışıklara takıldı gözüm. Yol boyunca sokağın tepesine çift şerit yerleştirilmiş kar desenli, çam ağacı desenli, yuvarlak, kare, üçgen şekillerden oluşan, sarı ve beyaz ışıklı led aydınlatmalı süslemeri inceledim bir süre. Sokağın sonlarına doğru iyiden iyiye flulaşan ışıklar ayrı bir hava katmıştı fotoğrafa.

“Ahh” dedim. “Oradayken hiç dikkatimi çekmediler.”