Emanet Kur’an nerede?

Teğmen Ahmet Halit, 105 yıl önce Kumkale’de bir düşman askeri vurur. Günlüğünde o anı şöyle tarif eder: “Fransız üniformalı siyahî bir askerdi. Üzerini aradım, Kuran’ı bulunca, Müslüman olduğunu anlayınca üzüldüm, ama ben onu öldürmeseydim o beni, hem de sebepsiz yere geldiği benim topraklarımda öldürecekti.”

Teğmen Ahmet Halit, bu Kuran-ı Kerim’i bir harp hatırası olarak alır. Ve günlüğüne şu notu düşer: “…Fransızlarla icra ettiğim 24 saatlik muharebeden sonra, düşman kamilen tart edildikten sonra, siyahi bir İslam askeri üzerinden çıkmıştır. 15 Nisan 1331 (28 Nisan 1915), Halit”

Ahmet Halit Bey savaş dönüşü polis olur. Devlete uzun yıllar hizmet eder. Vefatından sonra Kur’an oğluna miras kalır. Oğul (1922 doğumlu) Ethem Ruhi Üngör,

(Müzik alanındaki çalışmalarıyla, 101 Türk Büyüğü arasına adını yazdırdığını not düşelim.) babasının düşmandan elde ettiği harp hatırası Kur’anı, Çanakkale Abide altı müzeye bağışlar: “Ben Babamın madalyası ile birlikte bu Kur’an-ı Kerim’i Abide Altı Müzesi’ne hediye ettim.” (Gazetelerden)

Abide altı Müzesi, temellerindeki sorun nedeniyle kapatılır. Uzun bir onarım sürecine girer. Sergilenen objeler, diğer sergi mekanlarına veya depolara taşınır. Ama emanet Kur’anın başka bir yerde sergilendiğini kimse hatırlamıyor. (Sergilenmiş ise, peşinen düzeltelim.)

Bu arada, 2008 yılında, Eceabat’taki (O dönemki adıyla) Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Park Müdürlüğünde küçük bir yangın çıkar. Bazı tarihi eşyalar zarar görür.

Kur’andan bir haber yoktur. 2009’da Ethem Ruhi Üngör vefatından hemen önce gazeteler aracılığıyla sorar: “Kuran nerede?”

 

Yıllar geçer.

2016 yılında Çanakkale Savaşları koleksiyoncusu bir beyefendi, koleksiyonunu Alan Başkanlığına hediye ederken bir kaç şart öne sürer. Şartlardan birisi de Ahmet Halit’ten miras Kur’anı görmek istemesidir. Yetkililer, yangında zarar gördüğünü ve onarımda olduğunu söylerler, fotoğraflarını gösterirler. Değerli koleksiyoncu ikna olur.

Konuyu dostlarıma açtım. Sağ olsunlar, hemen ilgilendiler. Her biri çok değerli bilgiler verdi. Ben de bizzat İsmail Kaşdemir ile görüştüm. Bundan 2 yıl önceydi.

Şu bilgileri almıştım. Ahmet Halit’in Kur’anı, yangında hasar görmüş tamirdeymiş… Durumunu gösterir fotoğraf yollayabileceğini söyledi. ‘Emanet emin ellerde o zaman’ dedim.  ‘Evet.’ Dedi Başkan Bey. Fotoğrafa gerek yok demiştim.

Her sorana ‘fotoğrafını gösterelim’ cevabı dikkat çekici gelmişti ama… Kur’anı değil fotoğrafını görüyoruz devamlı.  Ayrıca 2008 yangınında zarar görmüş ise yıllardır süren bir onarım söz konusu. Bir hayli uzun değil mi sayın okur? (Ayrıca o yangını yaşayanlara da sormuştum, öyle bir emanetin yandığına dair bir şey hatırlamıyorlar.)

Ahmet Halit’in bize miras bıraktığı Kur’anın hikayesiyle birlikte en kısa zamanda sergilenmesini dileyelim.

Çünkü, emperyal güçlerin Müslüman’ı Müslüman’a kırdırma oyununun 105 yıllık canlı kanıtıdır o Kur’an.

Aradan geçen sürede umuyorum tamir edilmiştir. Bir daha sorayım.

Emanet Kur’an nerede? Yine fotoğraf mı göreceğiz?