“18 Ağustos 1921. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Polatlı’nın batısındaki savunma mevzilerini gezdikten sonra atını ilerideki tümen komutanlığı çadırına sürdü. Birinci Tümen Komutanı Yarbay Abdurrahman Nafiz Bey (Gürman) onun tek başına geldiğini görünce şaşırmıştı.
Başkomutan atından iner inmez, Abdurrahman Nafiz Bey aldığı savunma önlemlerini açıklamaya koyuldu.
Bir çavuş koşarak geldi, önlerinde durdu, selam verdi. Abdurrahman Nafiz Bey tümeninden bir çavuşun uluorta ortaya çıkıp Başkomutana disiplinsizlik örneği göstermesine sinirlenmişti.
Öfkeyle çavuşun üstüne yürüdü. Çavuş, selam durumunu bozmaksızın Mustafa Kemal Paşa’ya bakıyordu. Abdurrahman Nafiz Bey tokatlamak için sağ elini havaya kaldırdığı sırada Başkomutan onu durdurdu. Birkaç adım attı. Çavuşla göz gözeydiler. Elini çavuşun omzuna koyan Mustafa Kemal Paşa, babacan bir içtenlikle sordu:
– Nasılsın İsmail Çavuş?
– Sağ olun Paşam!
– Koca Çimen Tepedeki arkadaşlar nasıl?
– Kimi Çanakkale’de kaldı, kimi burada Paşam.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, İsmail Çavuş’un sakallı yanaklarından öptü. Gözleri buğulanmıştı. Başkomutanın altı yıl geçmesine rağmen Çanakkale’deki bir çavuşu adıyla anımsaması Abdurrahman Nafiz Bey’i şaşırtmıştı. Bu çavuşu dövmeye kalkıştığını düşününce içine boğucu bir sıkıntı çörekleniverdi. Şaşkın ve üzgün bakınıp duruyordu.
Mustafa Kemal Paşa cebinden sigara tabakasını çıkardı:
– Senin ne kötü tütün tiryakisi olduğunu az daha unutuyordum.
Çavuş, uzatılan sigarayı çekinerek aldı. Cebine koymak isterken, Mustafa Kemal Paşa kibriti uzatmıştı bile… Başkomutan, Abdurrahman Nafiz Bey’e döndü:
– Bu çavuşu karargahıma alıyorum. Gereken işlemleri hemen yapınız. İsmail Çavuş biraz sertçe söze karıştı:
– Hayır, paşam!”
Sonra, kaba davrandığını anlayarak, kusurunu düzeltmek istedi.
– İzninizle Paşam, yakındaki döğüş bitene dek bölüğümde kalmak isterim.
Mustafa Kemal Paşa içerlemiş görünüyordu:
– Bağışlayın Paşam. Belki unuttunuz. Ben Yassıhöyüklü’yüm. Hemen Sakarya’nın beri yakasında. Şimdi vatan için değil, köyüm için dövüşeceğim.
Paşa, memnun gülümsedi.
– Peki İsmail Çavuş. Dediğin gibi olsun.
İsmail Çavuş sert bir selam verdi, sonra koşarak uzaklaştı.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Abdurrahman Nafiz Bey’e döndü:
– Çavuşu sigarasız bırakmayın.” (Sakarya, Alptekin Müderrisoğlu)
Bu hikayeyi Tezcan Temelkuran, kişisel twitter hesabından bilgi seli olarak yayımlamış. Ben de oradan aldım. Ne mutlu ki İsmail Çavuş ve Atatürk gibi değerlere sahibiz. Başka bir söze gerek var mı?