Sevgili okurlarım, Cumhuriyetimizin ilanının 96. senesini dün; coşku ve yer yer göstermelik hareketlerle kutladık. Muhtemelen önümüzdeki senelerde de kutlamaya devam edeceğiz. Şeyleri yozlaştırmaya, şeyleri politize etmeye, şeylerden nefret etmeye, şeylere yakınlaşmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyetin değerlerini gerçekten anlayabilmemiz umudu ile köşemin normal formatından hikayeler paylaşmaya devam ediyorum.
Facebook Zamanlanmış Gönderi
Ev arkadaşım çok ilginç bir çocuktur. Azcık tembel bir yapısı vardır bu tembel yapısından olsa gerek uykuya falan düşkünlüğüyle nam salmıştır. Öyle ki soyadı kanunu çıktığında dedesi yerine kendisi hayatta olsaydı muhtemelen soyadı Ağırkan falan olurdu. Neyse konuyu fazla uzatmıyorum bir 29 Ekim günü uyanmıştım kendime hazırladığım kahveyi içerken bir yandan da facebook’a bakıyordum. Facebook’da sanal fener alayı aktivitilerine bakıp “pff” diye sesler çıkarırken ev arkadaşımın paylaşımına denk geldim. Cumhuriyet ile ilgili güzellemeler yapan bir paylaşımdı bu. Bunu görür görmez kendi kendime dedim ki “Bu çocuk bu saatte kalkmaz.” hemen gittim odasına baktım. Odası dediysek aslen salon. Salonda yatıyor bizim genç. Baktım yatıyor tabi. Koşturdum geri bilgisayara gönderi tarihine baktım. Sabah 10:00. Kolumdaki saate baktım saat 13:30. Bekledim uyanmasını. Uyanınca sordum. “Kalkıp paylaşımımı yaptım. Sonra geri yattım” dedi.
Geçenlerde gördüğüm bir facebook güncellemesi ile bu soruna bir çözüm bulunmuş. Gönderiyi zamanlıyorsunuz zamanı gelince paylaşıyor. Harika değil?
Ruh Emici
Yapma moruk, senin tüm bildikleri-
nin içine dalıp, zehrimi salacağım.
(içine dalıp, zehrimi salacağım… İçine dalıp, zehrimi salacağım…)
Kulağımda bu güzel sözler ve bir o kadar güzel müzik dönerken çarşı caddesinde yürüyordum. “Yaa” dedim. “Bu ne böyle ya bu ne! Ben dahil kimse gülmüyor sağa sola. Hadi geçtim gülmeyi -çok matah bir şey de değildir zaten- ama somurtmak oldukça kötü bir şey.”
Yürümeye devam ederken düşünmeye başladım. “İnsan sebepli güler. İnce bir ayrıntıya güler, ince bir zekanın yarattığı absürtlüğe güler. Absürtlük. Evet. Anahtar kelime bu. Alışılagelmişin dışında olana gülebilir insan. Bu konuda -kara mizah konusunda- Amerikalılar oldukça tuhaftır. Espri anlayışları bu tip esprileri sevmeyen insanları gıcık bile edebilir işte size ilginç bir örnek.
İki arkadaş her gün yaptıkları gibi okullarına gitmişler fakat bu gün diğerlerinden farklıymış çantalarına sakladıkları silahlarını çıkarıp sağa sola ateş etmişler. Yemekhane, koridorlar, sınıflar… Her yere ateş etmişler. Bir koridorun sonunda birisi aniden durmuş.
a : Neden durdun?
b : Susturucuları aldın mı?
a : Hayır. Neden?
b : Kütüphaneyi taramayacak mıyız?