Tunç : Hayır. Sen uyu. Ben uyumucam.
Talaş : Tamam beni 9 gibi uyandır tamam mı? Uykumu alayım ki güzel görüneyim.
Tunç : Uyku ile güzel görünme arasında bir paralellik var mı?
Talaş : Tabii ki var. Sen bitkin gözükeceksin mesela nikâhta.
Tunç : Gerçekten mi?
Talaş : Gerçekten.
Elini uzattı. “Gel hadi” dedi. Hemen yorganın altına girdim. Bir süre muhabbet ettik. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı. Tam uykuya dalıyordum ki.
Talaş : Aşkım Derin’e baktın mı?
Tunç : Evet. Uyuyor.
Talaş : Tamam.
Uykuya daldık.
Rıng Rıng Rıng Rıng…
Uyandığımda Talaş yanımda yoktu. Kalktım. Salona doğru yürüdüm.
Talaş : Günaydın.
Tunç : Erken uyanmışsın.
Talaş : Derin mızmızlandı. Onu emzirdim.
Tunç : Vay be. Ben duymamışım.
Talaş : Hemen kalktım çünkü.
Tunç : İşte annelik bu.
Güzel bir kahvaltı yaptık. Kahvaltının sonlarına doğru sabahtan beri kendimde fark ettiğim tuhaflığı Talaş da fark etti.
Talaş : Sen neden bana bakıp duruyorsun.
Tunç : Ney? Nasıl?
Talaş : Fark ediyorum uyandığından beri beni inceliyorsun. Çirkin mi görünüyorum.
Tunç : Yoo yoo hayır. Tamam yakalandık demek ki. O kadar belli ettim mi?
Talaş : Evet.
Tunç : Yaa ne bileyim doğumdan sonra daha bir güzelleştin sanki sen.
Talaş : Hmmm.
Tunç : Ya önceden de güzeldin. Ya Talaş seni çok beğendiğimi biliyorsun.
Talaş : Tamam tamam. Aslında evet kendi kendime de güzel geliyorum sonr birkaç gündür özellikle. Doğum yaradı sanırım.