Tunç : Talaaaaş! Ne buldum inanmıcaksın.
Talaş : Aşkım bağırma çocuk yeni uyudu.
Tunç : Aaa pardon unutuyorum ya. Alışamadım galiba.
Yüzüm asıldı birden.
Tunç : Şaka şaka.
Talaş : Ne buldun? Merak ettim.
Tunç : Aile fotoğraflarımızın olduğu albümü buldum.
Talaş : Aaaaa
Tunç : Evet. Bakalım mı beraber? Sana anlatayım falan.
Talaş : Olur olur bayılırım. Şey… Öncesinde kahve mi yapsan?
Tunç : Yessssssss.
Tunç kahvelerimizi hazırlarken. Albümün kapağında bulunan aile fotoğrafına göz gezdirdim. Kahveler gelir gelmez bakınmaya başladık.
Talaş : Ohaa annen çok güzel kadınmış!
Tunç : Nerden anladın annem olduğunu.
Talaş : Eee babanın fotoğrafını görmüştüm. Evleniyorlar işte.
Tunç : Hee doğru. Bak bu benim bebekliğim.
Talaş : Vaooov. Çok güzel bir çocukmuşsun.
Sayfayı çevirdim.
Tunç : İşte! Bence en önemli kısma geldik.
Talaş : Bu dayılar kim?
Tunç : Bu benim dedem. Annemin babası yani. Arkasında duran da dayım.
Talaş : Vaaov çok şekiller.
Fotoğrafı dikkatle inceledim. Bir dükkanın önünde oturan bir adam ve arkasında ayakta duran bir bey vardı. Kafalarında fes vardı. Fotoğrafın 1900 lerin ilk çeyreğinde çekildiğini düşündüm. Dükkanın tabelasında Aksizadeler yazıyordu.
Talaş : Annenin soyadı Aksizade miymiş gerçekten.
Tunç : Evet. Dedem çok aksi bir adammış. O yüzden öyle derlermiş onlara. İnanmazsın bu fotoğraf çekilmeden önce fotoğrafçıyı azarlamış.
Talaş : Hadi ya çok iyiymiş. Senin aksiliğin dedene çekmiş olabilir.
Tunç : Olabilir valla. Annemi babam’a çok zor vermiş biliyor musun.
Talaş : Neden?
Tunç : Yaa babam da ticaretle uğraşıyo. Dedemin dükkanına bir şey bırakması gerekmiş bir gün. Gitmiş işte orda dedem azarlamış babamı epey. Babam da bağırmış çağarmış. Sonra aradan birkaç sene geçiyor annemi beğeniyor falan ilk birkaç istemede vermemiş. Babam özürler dilemiş durmuş. Haklı olmasına rağmen.
Talaş : Vay be…