Tunç : Vay bee! Erdem’im bee!
Erdem : Olum sussana lan.
Tunç : Çok sevindim olum allah allah.
Erdem : Yaa olum tamam da bağırıp durma. İnsanlar bakıyor.
Tunç : Olum boşver ya. Eee anlat bakalım nasıldı Almanya?
Erdem : Olum bütün gece onu konuştuk zaten. Ne anlatayım daha.
Tunç : Aman iyi bee.
Saatime baktım.
Tunç : Talaş nerde kaldı acaba?
Erdem : Oha yaramış sana bu bebek muhabbeti. Telaşlanmaya başlamışsın.
Tunç : Sorma ya garip bir hisse büründüm valla.
Erdem : Hah geliyor.
Tunç : Aşkıııııııııııııııııııııım.
Herkes bize baktı. Talaş eliyle işaretler yapmaya başladı.
Erdem : Olum bak kızı utandırıyorsun bağırma.
Tunç : Çocuğumun annesiiiiiiiiiiiiiii.
Erdem : Hay allah ya. Hahahaha.
Talaş yanımıza geldiğinde azıcık utanmıştı.
Talaş : Erdemcim sustursana şunu. Deli gibi bağırıyor.
Erdem : Dedim ama dinlemiyor. Aşk bebeğim aşk.
Tunç : Olum coşkumu belli ediyorum diye bakıyorlar. Çok acayip insanlar valla.
Erdem : Olum doğru da toplum yani bu. Bazı tuhaf alışkanlıkları var onun dışına çıkınca garipserler.
Talaş : Evet aşkım toplumun kurallarını hiçe sayarken biraz dikkatli olmalısın. Yani ben. Şahsen. Böyle liseli gibi davranmanı değilde daha politik bir aktivist olmanı tercih ederdim.
Tunç : Ne diyon?
Talaş : Yani böyle sokaklara graffiti falan yapsan Banksy gibi bu yıkıcı dürtülerini doğru yönlendirebilsen, harika olur.
Erdem : Banksy dolu adam Talaşcığım. Bu boş.
Tunç : Hadi lan ordan sensin boş.
Talaş o sıra bana sarıldı..
Talaş : Yaa Erdem yaa.. Minnoş bu! Neresi boş ya. Şu ağza bak, şu burna…