Hayat Pahalı deyip duruyorlar….
Vallahi bunu evinizdeki papağan bile söylemez artık. Düşünün papağan kaç yaşından beri bunu duyuyor olmalı… Bıkmıştır. O bet sesiyle: Pahalı yok, pahalı yok! diyordur… Papağanlar sürekli aynı şeyleri tekrarlarsa erken bunuyormuş*.
Zaman içinde biz Türkler şunu keşfettik sanırım: Hayat pahalı deyince, hayat ucuzlamıyor! Hayat pahalı. Hele şimdilerde çok pahalı!
İnternetten bir EFT işlemi yaptım misal, hem de varlık fonundaki kamu bankasından. Kaç lira işlem ücreti koydular üstüne dersiniz? 6 TL. Kısa bir süre önce 4.50 TL idi… Elektronik olarak emir veriyorum kardeşim. Robot karşımdaki. Maaşı, SSK’sı, primi, ikramiyesi, evlilik izni, doğum izni falan yok.
Ara sor, veya mail atıp şikayet et. Alacağın cevap belli. Sormadım ama tahmin edebiliyorum : “Efendim iletim hattının zımbırtısı nedeniyle ilgili.” Veya “iletişim ücreti efendim.” En fiyakalısı da şu olmalı: “efendim fon transferi yapıyorsunuz bunun bir bedeli var.”
Bu eleman da çok ukala imiş yahu!
Yanisi, devlet zam yapmak isterse yapar. Vergileri artırır. İsterse işçi emeklisine %5 zam yapar. (bir nevi gömer.)
Artık devletle iç içe geçmiş devlet partisi… pardon iktidar partisi milletvekili de kalkıp ne kadar güçlü olduğumuzu, otoyolları, füzeleri ve Almanya’nın bizi kıskandığını anlatır.
Bu ülkenin emeklisi de ‘çarşıda pazarda gördüğüm fiyatlar gerçek olamaz.’ deyip göz doktoruna gider. Hah hah hah!
Geldik işte yine Nasreddin Hoca’nın hindisine. Fıkradaki hani. Kuş uçuyordu, hindi düşünüyordu, onun için pahalıydı pazarda. Meğerse öyle değilmiş, yıllar sonra öğrendik. Şimdilerde düşünmek diye bir şey yok, varsa bile içerde düşünüyorlar. Dışarısı hapis ne zamandır…
Hindi bildiğiniz hindi. Düşündüğü falan yok. Papağan bildiğiniz papağan, aynı şeyleri tekrarlıyor.
Hayat pahalı gerçekten. Beyaz atlı bir prens gelse de kurtarsa bizi….
*(Tamamen uydurdum.)