Suzan :Hayır hayır yanlış anladınız! Söylemeye çalıştığım şey çok başka! Cinayetler; blog sayfam üzerinden yayınladığım hikayelerin kronolojik sırasına uygun gidiyor. Az önce öğrenmeme rağmen 3. cinayetin nasıl işlendiğini kabaca size anlatabilmemin sebebi bu. Katilin bana adres göndermesinin sebebi de bu olsa gerek! Dördüncü cinayeti olmadan engelleyebiliriz!
Polis I : Dördüncü hikayenizde kim öldürülüyor?
Suzan : Kadın ticareti yapan bir adam.
Polis II : Ehh fena değilmiş!
Yaman : Suzan’ın blog sayfasında 5 hikaye var. 5. Hikayeden sonra kitabının yazım sürecine dair detayları anlattığı bir yazısı bulunuyor. Eğer katil gerçekten blog sayfasına göre ilerliyorsa ki ben öyle olduğunu düşünüyorum! Dördüncü hikayenin senaryosunu değiştirebiliriz. Böylece katili tuzağa düşürmüş oluruz.
Tık tık.
Komiser : Gel!
Polis II : İstediğiniz dosyalar. Buyrun!
Komiser : Teşekkürler
Komiser dosyalara göz gezdirirken meraklı gözlerimi Yaman’a dikmiş bekliyordum.
Yaman : Tamam tamam anlatıyorum! Şiddet eğilimi olduğu söylenen bir okul müdürü! Öğrencilerle, öğretmenlerle konuştuk. Anladığım kadarıyla müdür beyin çevresi genişmiş. Öğrenciler ve öğretmenlerin bir bölümü ne yaptılarsa işe yaramamış açılan davalar, şikayetler, dilekçeler…
Suzan : Nerede öldürülmüş!
Yaman : Okul bahçesinde.
Suzan : Saat?
Yaman : 22:15
Suzan : Aynı yöntemle mi?
Yaman : Evet.
Ayağa kalktım. “Tamam dördüncü öyküyü değiştirelim madem! İşe yarayabilir.”
2 Hafta Sonra
Dördüncü öyküyü değiştirmemiz hiçbir işe yaramadı. Cinayet orijinal öyküye göre işlendi. Bu şu anlama geliyor; çocuk tacizcisi bir sapık, aptal bir model, öğrencilere ve öğretmenlere şiddet uygulayan bir okul müdüründen sonra kadın ticareti yapan bir adam öldürüldü. Kamuoyunun seri katile duyduğu sempati günden güne artıyordu. Seri katile övgüler düzen bir düzine web sayfası çoktan açılmıştı bile. #vicdanımrahat etiketi geçtiğimiz bütün hafta trend topic olmayı başarmıştı. Hatta ve hatta bir belediye başkanı bu etiket ile paylaşım yaptığı için hakkında soruşturma bile açıldı.