Talaş : Eğer çok önemli değilse sonra konuşalım mı? Yeni uyandım sayılır da… Kendime gelince arayayım seni…
Beril : Tabi tabi olur canım. Sen beni ararsın sonra o zaman…
Talaş : Tammam.
Telefonu yatağın üzerine doğru savurup mutfağa gittim. Su ısıtıcının altını açıp, mutfak masamın üstünde, bilgisayarımı koyabileceğim bir, boşluk açtım.
Notlarım > Yeni not oluştur
Yeni not sayfamın tepesine -her zaman olduğu gibi- tarih attım. 18.06.2026.
Kahvemi hazırladım. Bir sigara yaktım. Sigaramdan derin bir nefes alıp yazmaya başladım.
Rüya..
Dar bir koridorda yürüyorum. Köşeleri dönüyorum, biraz daha yürüyorum…
Birkaç köşe daha dönüyorum! Yürümeye devam ediyorum. Sonra birkaç köşe daha…
Yürüyüşüm devam ederken daha önce burdan geçmiştim düşüncelerim sıklaşıyor. Ya geçtiysem? Aklımı kurcalamaya başlıyor bu soru. En iyisi birkaç iz bırakmak. Böylece bir dahaki geçişlerimde gerçeği anlarım!
Sağa sola bakıyorum. Bir tebeşir ya da bir kalem olsa ne iyi olurdu şu an? Neden yoklar? Gerçeği anlamak istediğimde olmayacaklarsa eğer bir kalem ve bir tebeşir ne işe yarar?
Elbiseme bakıyorum. Elmaslarla süslenmiş beyaz bir elbise bu. Böyle bir şey paha biçilemiyor olsa gerek diye düşünüyorum ya da oldukça pahalı olsa gerek.
Belki de elbisemden küçük birkaç parça koparıp duvar ışıklarının demir tutacaklarına asabilirim. Böylece bir daha burdan geçersem daha önce geçip geçmediğimi anlarım.
Elbisemden bir kaç parça kopardım. Demir tutacaklara sıkıca bağladım. Yürümeye devam ettim. Köşeyi döndüm. Daha önce hiç geçmediğim bir yere geldiğimi hissettim.
Koridorun sonundan bana doğru gelen birisinin olduğunu gördüm. Korktum. Durdum. O da durdu. Bir süre hareketsiz bekledik. Tüm cesaretimi toplayıp yavaş yavaş yürümeye başladım. O da başladı… İyice yaklaştık birbirimize…
Ahhh dedim kendi kendime. Ne ahmağım! Bu bir ayna! Kendimi bir başkası sandım!