Çisil çisil çarpmaya başladı kollarıma yağmur. Aldığı darbelerle iyiden iyiye kızmış bir boğa gibi hissediyordum. Kontrolümü kaybetmiştim. Öfkeliydim.
Dıırıdıt dırıdıııt dırıııdıt.
Arayan: Tunç
Açmadım.
Gördüğüm ilk tekel büfeden içeri girdim.
Talaş : İyi akşamlar.
Tekelci : İyi akşamlar yenge.
Talaş : Tövbe tövbe… Şarap istiyorum.
Tekelci : Saatten haberin var mı ablam? Bu saatte alkol satışı yasak.
Talaş : Ya bırak. Satıyorsunuz işte. Polis falan değilim merak etme.
Tekelci : Çanta var mı?
Talaş : Nasıl?
Tekelci : Çanta çanta. İçine koycaz. Kimse görmesin. 45 Bin yazıyolar sonra. Haşırt dı bilekbord.
Talaş : Yok çantam.
Tekelci : O zaman bira da yok.
Talaş : Kabanımın altına saklarım kimse görmez.
Tekelci : İyi hadi bakalım.
Kabanımın altında şarap yürümeye başladım. Biraz daha sakinleşmiştim. Bir sigara yaktım.
Serseri I : Yavruya bak yavruyaa.
Serseri II : Kaç para fıstık?
Hiç oralı olmadan yürümeye devam ettim.
Serserı I : Pişşt. Zilli. Gel biraz eğlenelim.
Durdum. Arkamı döndüm. Bir süre ağzımdan kelime çıkmadı. İki serseri yol kenarında duvara yaslanmış yüzlerinde pişkin bir gülümsemeyle bana bakıyorlardı. Bu rahatlıkları yüzünden paniklediğimi hissettim. Panik anlarında klişeler denizine balıklama dalan bir insan olduğum için ilk aklıma geleni söyledim.
Talaş : Sizin ananız bacınız yok mu yaa? Terbiyesizler.
Serseri II : Var yavrum.
Serseri I : Ee yani. İcabında saksıda yetişmedik değil mi fıstık?
Talaş : Siz şimdi görürsünüz.
Telefonumu çıkardım. 155’i tuşlamaya yeltenirken. Serserilerden birisi kolumu yakaladı.
Serseri I : Yavaş geeel. Ver bakayım o telefonu.
Bir hamlede elimden telefonumu aldı. İyice korkmuştum. Refleks olarak bir adım geri attım. Bu sırada diğer serseri üzerime doğru yürümeye başladı. Bir elimle kabanımın altında tuttuğum şarap şişesini hissettim. Diğer elimle şişeyi tuttuğum gibi çıkarıp bana doğru yürüyen serserinin kafasına geçirdim. Sanırım çıkan sesten en çok korkan bendim. Serseri olduğu gibi yere yığıldı.
Serseri I : Naptın lan sen kaşar.
Arkadaşına doğru bir hamle yapıp eğildi.
Serseri I : Hüso kalk lan. Hüsooo.
Kafasını kaldırıp bana doğru baktı.
Serseri I : Şimdi öptüm seni. Zilli…
Bana doğru hızlıca koşmaya başladı. Gözlerimi sıktım. Şarap şişesini savurdum. Çıkan sesten en çok korkan yine bendim. Zaten bu sefer korkabilecek başka birisi kalmamıştı. Gözümü yavaşça açtım. Son vurduğum adam ayak ucuma düşmüştü. Ayakkabımın altına doğru yayılan kanı gördüm. “Uuuh” gibilerinden bir ses çıkarıp bir adım geri attım.
Hızlıca koşmaya başladım.